🐵 Roma Da Ne Yenir 2018
Roma' ya Gidince Ne Yenir. Atina'da Ne Yapılır 27-10-2018 14:26. Viyana'da Tarihi Yerler 18-11-2018 19:03. Tüm Yazılar . Etiketler. lorem ipsum ; lorem ;
ROMA 2018 | R | 2h 14m | Dramas. Oscar winner Alfonso Cuarón delivers a vivid, emotional portrait of a domestic worker's journey set against domestic and political turmoil in 1970s Mexico. Starring: Yalitza Aparicio, Marina de Tavira, Fernando Grediaga.
rusyada turİst olma derslerİne gİrİŞ: moskova & st.petersburg 27 nisan 2019; eskİŞehİr’de ne yapsan? eskİŞehİr gezİ notları 6 kasım 2018; adana’da bİr gÜn 26 ekim 2018; ankara’yi sevme rehberİ 16 ekim 2018; rİze’den artvİn’e doĞu karadenİz gezİ notlari 7 eylül 2018; kategoriler
Adres Via della Pace, 3/7 caffedellapace.i t. Bonus: Öğleden sonra bol buzlu, serinletici bir şeyler içmek isterseniz İspanyol Merdivenleri’ne yakınsanız Caffe Greco’da Spritz, Pantheon’a yakınsanız Ciampini’de (Piazza S.Lorenzo in Lucina, 29) Negroni tavsiyemdir. Caffe Greco – Roma Fotoğraf : Oylum Yüksel.
Romagezisi için önemli gezi notları bu yazımda sizler için bir rehber olacak. Roma büyük bir tarihi geçmişi olan kent. Sınırları içinde Vatikan ülkesi de bulunuyor.
YENİDEN CUNDA – CUNDA’DA NE YİYELİM. Geçtiğimiz sene gitmiştik Cunda’ya. Çok beğenmiştik. Yine gidelim dedik. Hem Balıkesir’li oluşum hem de İstanbul’a yakınlığından dolayı, Cunda bizi kendine çekiyor resmen.. 3 günlük bir tatilimiz vardı. 2 gününü Cunda’da geçirdik. Diğer gün ise, kardeşimin nişanı
Bir önceki Toskana bölgesi lezzetleri yazımın ardından gezimizin ikinci bölümü olan Siena, Roma ve Napoli bölgesi lezzetlerini de sizlerle paylaşıyorum. Tabi Roma ve Napoli’yi de Toskana'ya dahil ettiğimi söylemeliyim:) o haritalar değişecek!!! Floransa’dan tren ile Siena’ya ulaştık. Siena, ortaçağı kasabası yapısının bozulmadığı çok şirin bir yer. Lakin çok
Benbile birşey almaya niyetim yokken 1 abajur, 2 yağlı boya tabloyla çıktım dükkandan. Ama abajur da abajur yani, gerçek ahşap ve el oyması. Altta resmini görebilirsiniz, sadece 60 tl. Tablolara da öylesine el kaldırdım 20 liraya ikisi de elimde kaldı. Arkadaşım 60 liraya telleri kopuk gitar aldı mesela süs olsun diye.
Roma ya Gidince Ne Yenir. Anasayfa; Blog; 25ARA. Atina'da Ne Yapılır 27-10-2018 14:26. Brüksel'e Nasıl Gidilir 19-11-2018 18:56. Viyana'da Tarihi Yerler 18
Roma'da geçirdiğim üç gün boyunca yediğim içtiğim her şey muazzamdı. Sadece pizzalar, makarnalar değil, deniz ürünleri, kahveler, cheesecakeler, dondurmalar da muhteşemdi. Eğer siz de benim gibi iyi yemek sevenlerdenseniz, ruhunuzu güzel tatlarla beslemeyi seviyorsanız, rica edeceğim gidin bu isimlerini sayacağım mekanlara
RomaAntakya Rio MALI Tokyo Gökçeada Budva AVRUPA Kho Samui KEŞFEDİLMEMİŞ YERLER Santiago G.AMERİKA Amsterdam Londra NEPAL Hopa Moskova AVUSTRAlYA Pekin K.AMERIKA Kars NewYork Rodos Bali KEŞFEDİLMEMİŞ TATİLLER Melbourne AFRIKA Katmandu Santiago HINDISTAN Maca Pichu Sao Paulo Izmir Utrecht St.Petersburg Antalya Shangai Baku Askabat Caracas Lima Split Montreal Artvin Budapeste
Pandemidendolayı 2020 verileri her ne kadar çok düşük olsa da, 2019 yılında 64,8 milyon kişi İtalya'yı ziyaret etti - çoğu Roma, Floransa ve Pisa gibi turistik noktalara yöneldi. Milyonlarca ziyaretçiye rağmen, Basilicata'daki Castelmezzano veya Liguria'daki Camogli gibi insanlarla dolu olmayan yerler hala bulabilirsiniz.
X936. Uzun süreden beri hayalini kurduğunuz Roma tatilini sonunda gerçeğe mi dönüştürmeye karar verdiniz? Peki, seyahatiniz süresince Roma gezilecek yerler listenize nereleri eklemeniz gerektiğini hiç düşündünüz mü? 2012 yılından beri sürekli güncellenen ve bugüne kadar tam kez okunan bu içerik ile Roma geziniz boyunca ihtiyacınız olabilecek tüm önemli konularda bilgi sahibi olacaksınız. Hadi detaylara geçelim… Roma Gezilecek Yerler ListesiRoma Gezilecek Yerler Haritası Google MapsRoma’da Gezilecek Yerlere Yakın Otellerde KonaklayınRoma’da Gezilecek Yerlere Nasıl Gidilir?Roma Pass Roma’da İndirimle Gezmenin AnahtarıRoma’da Ne Yemeli?Roma’da Alışveriş İçin Nereler Gezilir?Roma’da Akşam Gezilecek YerlerYağmurlu / Soğuk Havada Roma’da Gezilecek YerlerÖzet Olarak Roma’da Nereler Gezilir?Roma’da Gezilecek Yerlerle İlgili Sıkça Sorulan Sorular Roma gezilecek yerler rehberi boyunca İtalya’nın başkenti Roma’da gezip görülmesi gereken en önemli 32 yer hakkında çok detaylı bilgiler paylaşacağım. Adı geçen tüm bu yerlerin harita konumlarını Roma Gezilecek Yerler Haritası bölümünde topluca bulabilirsiniz. Mevcut koşullardan ötürü ziyaret saatleri ve ücretler sürekli olarak değişebiliyor, bu konudaki en sağlıklı bilgileri gezi noktalarının resmi web sitelerinden edinebilirsiniz. Uzatmadan Roma gezilecek yerler listemize geçelim… 1. Kolezyum Roma’nın en önemli simgesi konumundaki Kolezyumun inşası, 72 yılında başlamış. Yapının eskiden ne kadar kudretli olduğunu boyutlarına bakarak kolayca anlayabilirsiniz. Çünkü 188 metre uzunluğa ve 156 metre genişliğe sahip. Kolezyum mimari açıdan zamanının o kadar ötesindeymiş ki içinde bazen gemilerin kullanıldığı oyunlar düzenlenmiş. Flavianus Amfitiyatro ismiyle de tanınan yapı, günümüzde gladyatör dövüşleriyle anılıyor. Ancak 450 yıl boyunca burası sadece, imparatorluğun farklı bölgelerinden ün, para ve özgürlük için gelen gladyatörlerin birbirleri arasındaki kanlı mücadelelere sahne olmamış. İmparatorlar, halk üzerindeki güçlerini pekiştirmek için yaratıcılık sınırlarını zorlayan etkinliklere imza atmış. Uzun Kuyruklara Dikkat!Roma tatiliniz yoğun sezona denk gelecekse Kolezyum’a girişte uzun süre kuyrukta beklemek durumunda kalabilirsiniz. Bu durumdan kaçınmak için şehrin indirim kartı olan ve Kolezyum girişinde de kullanabileceğiniz Roma Pass kartı satın dışında Kolezyum bileti satın alabilir ya da Kolezyum rehberli turlara da katılabilir. Roma Pass alırsanız da resmi site üzerinden planladığınız saate rezervasyon yapmayı unutmayın. Saat seçiminden sonra size ayrılan bölümden sıra beklemeden giriş yapabilirsiniz. 2. Pantheon Konu Roma ve kudretli yapıları olunca, seçenekler bir hayli fazlalaşıyor. Ama ben sizin yerinizde olsam, Kolezyum’un ardından rotamı hayranlık uyandırıcı mimari detaylara sahip Pantheon’a çevirirdim. Bir zamanlar “Tüm Tanrıların Tapınağı” olarak nitelendirilen tarihi yapı, 118-125 yılları arasında inşa edilmiş. Siz sormadan ben söyleyeyim. Bu harika yapının inşasını, Anadolu’da da onlarca eser yaptırmış olan İmparator Hadrian istemiş. Pantheon’u özgün kılan detayların başında dev boyutlu kubbesi geliyor. Yapının bu kısmının inşası esnasında volkanik kül kullanılmış. Bu sayede binlerce yıldır başta depremler olmak üzere yıkıcı felaketlerden zarar görmemiş. Pantheon’u gezerken hükümdarlara, sanatçılara ve mimarlara ait çok sayıda mezar görebilirsiniz. Hatta kiliseye dönüştürülmesinin ardından eklenmiş hayranlık uyandırıcı birçok detayla karşılaşabilirsiniz. 3. Trevi Aşk Çeşmesi Roma’da gezilecek yerler listenizi hazırlarken Trevi Çeşmesi’ne yer ayırmayı unutmayın. Çeşme kelime anlamı olarak “Üç Yol’dan” geliyor. İkinci adı olan Aşk Çeşmesi’nden de kolayca anlayabileceğiniz gibi 1732-1752 yılları arasında inşa edilen eser, çiftlerin kentteki gözde uğrak noktalarından bir tanesi. Ancak mimari detayları sayesinde fotoğrafçıları da kendisine kolayca çekebiliyor. Papa XII. Clement’in isteği doğrultusunda yapımına başlanan çeşme, Nicola Salvi’nin imzasını taşıyor. Ama yapım süreci esnasında çok sayıda sanatçı esere katkıda bulunmayı ihmal etmemiş. Aslında böylesi çok da iyi olmuş. Bu sayede su temasını betimleyen birbirinden güzel iki bölüm, çeşmeye eklenmiş. Bunlardan bir tanesinde, irice bir Neptün figürü iki deniz ulağı tarafından çevreleniyor. Diğerinde ise bir bakirenin suyun kaynağını keşfettiği an betimlenmiş. Farklı açılardan çeşmenin fotoğrafını çektikten sonra dilek tutmaya odaklanabilirsiniz. Tabii bunun için ritüeli tam olarak bilmeniz gerekiyor. Yani çeşmeye arkanızı dönüp sağ elinize bozuk parayı almalı ve sol omzunuzdan atmalısınız. Gezilecek Yerlere Yakın KonaklayınTrevi Çeşmesi’ne yalnıza 15 dk yürüme mesafesinde yer alan 3 yıldızlı Hotel Impero, sadece bu bölgede değil aynı zamanda Roma’da konaklama yapabileceğiniz en popüler ve uygun fiyatlı otellerden bir tanesi. 4. Roma Forumu Kentin üç önemli simgesini ziyaret ettikten sonra imparatorluğun bin yıl boyunca her açıdan merkezi konumunda yer almış Roma Forumu’na adımınızı atabilirsiniz. Yerel halk, buraya Forum Magnum diyor. Roma Forumu’nun sınırları içerisindeki yapı kalıntıları, 5. ila 7. yüzyıllar arasındaki döneme tarihleniyor. Bu süreç içerisinde bölgeye çok sayıda dini yapı, anıt ve yönetim binası inşa edilmiş. Ancak bunlardan günümüze ulaşanları içerisinde en önemlileri şu şekilde sıralanıyor Septimus Severus Zafer TakıVesta Tapınağı ve Vesta Bakireleri EviCuriaKastor ve Polluks TapınağıTitus Zafer TakıSatürn TapınağıAntoninus ve Faustina Tapınağı Bölge, Roma tarihini anlamak isteyenler için eşsiz bilgiler barındırıyor. Bu nedenle buraya en azından yarım gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim. Not Kolezyum, Roma Forumu ve Palatino Tepesi’ne tek biletle giriş mümkün. 5. Navona Meydanı Tarihi mekânları dolaşırken biraz durup dinlenmek ya da kent yaşamını gözlemlemek isterseniz, Navona Meydanı’na yönelebilirsiniz. Hatta açık konuşmak gerekirse, burası fotoğraf çekmek ve yerel yaşamı gözlemlemek için harika bir yer. Meydanın bulunduğu bölgede eskiden bir stadyum yükseliyormuş. Ancak Papa X. Innocent’in isteği ile I. yüzyıldan kalma bu yapı yıkılarak yerine ikonik alanın yapımı gerçekleştirilmiş. Navona Meydanı, Bernini’nin en önemli eserleri arasında sayılan Dört Nehir Çeşmesi’ne ev sahipliği yapıyor. Barok tarzdaki Sant Agnese in Agone ve San Luigi dei Francesi de bu alan yakın konumda yer alıyor. Şehir Merkezinde KonaklayınTarihi Roma merkezindeki neredeyse tüm yerlere yürüme mesafesinde yer alan 3 yıldızlı Exe Della Torre Argentina adlı tesiste konaklayarak başta Navona Meydanı olmak üzere Pantheon, Trevi Çeşmesi ve Kolezyum gibi yapılara kısa yürüyüşlerle ulaşabilirsiniz. 6. Vatikan Müzeleri & Sistina Şapeli Sistina Şapeli tavanı, Vatikan Müzeleri’nde görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Roma, yalnızca İtalya’nın başkenti olmakla kalmayıp dünyanın en küçük devletlerinden birini de bünyesinde barındırıyor. Hal böyle olunca fırsatı değerlendirmek gerekiyor. Dolayısıyla siz de birçokları gibi Roma gezilecek yerler listenize Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli’ni yazarak sanatla dolu harika bir gün geçirebilirsiniz. Neden mi böyle diyorum? Çünkü Vatikan Müzeleri bünyesinde Antik Yunan, Etrüks eserleri ve modern çalışmalarla dolu 54 galeri bulunuyor. Üstelik bu galeriler arasında dünyaca ünlü Sistina Şapeli de yer alıyor. Şapele mutlaka zaman ayırmanızı öneririm. Yoksa internetten duvarlarını süsleyen freskleri, özellikle de Michelangelo imzalı “Âdem’in Yaratılışı” isimli çalışmayı gördüğünüzde pişmanlık yaşayabilirsiniz. Vatikan Müzeleri’ndeki Uzun Kuyruklar Nasıl Atlatılır?Müze girişince kuyrukta saatlerce beklemek zorunda kalabilirsiniz. Bu yüzden mutlaka ama mutlaka biletinizi önceden alın. Yoksa sınırlı tatil sürenizi kuyruklarda geçirebilirsiniz. Biletinizi en az 3 – 4 hafta önceye kadar müzenin resmi internet sitesinden alabileceğiniz gibi birkaç Euro farkla “iptal edilebilir” olarak Vatikan Müzeleri giriş bileti linkinden de satın bu muhteşem müzeyi İngilizce konuşan canlı rehber eşliğinde 3 saat boyunca keşfetmek isterseniz de Vatikan Müzeleri Turuna kaydolabilirsiniz. 7. Aziz Petrus Bazilikası Hazır Vatikan’da zaman geçiriyorken kent sınırları içerisindeki en gösterişli yapıya, yani Aziz Petrus Bazilikası’na da zaman ayırabilirsiniz. Böylece Michelangelo, Raphael gibi ustaların günümüze miras bıraktıkları harika mimarinin keyfini sürebilirsiniz. Dini yapının inşasına 1506’da başlanmış. Ama kökenleri 4. yüzyıla kadar uzanıyor. Bazilikanın tasarımında, Bark ve Rönesans stillerinden oluşan bir harmoni tercih edilmiş. Tabii tarihi mekânın popülaritesinin her daim yüksek olmasını sağlayan tek etken mimariden ibaret değil. Baldaken ve VII. Alexander Anıtı ile Aziz Petrus Heykeli gibi göz alıcı detaylar da yediden yetmişe herkesin bazilikaya ilgi göstermesinde etkili oluyor. Aziz Petrus Bazilikası ile İlgili Hatırlatma Mimari detayları ile büyülenmek ve kubbesine çıkıp enfes manzaranın keyfini sürmek, Aziz Petrus Bazilikası’nı ziyaret eden her gezginin hayali. Ancak bu hayal, çoğu zaman yoğun kalabalıktan dolayı güçlükle gerçeğe dönüşebiliyor. Yapının girişi ücretsiz olunca kuyrukta saatlerce beklemek gerekebiliyor. Kubbeye çıkış ücretli. Eğer sabah erken kalkmada sorununuz yoksa, ve buraya erken saatlerde ulaşırsanız normalde uzun olan kuyruklardan kaçınabilirsiniz. Ama gün içerisinde gerçekten uzun olan kuyruklarda zaman kaybetmemek adına, önceden süresi planlanan Aziz Petrus Bazilikası Turları arasından birine kaydolmak görece olarak mantıklı olabilir. Bu arada unutmadan; Bazilika girişince sıkı bir kıyafet kuralı uygulaması var. Kolsuz elbise, şort vb açık kıyafetler giyinmekten uzak durun. 8. İspanyol Merdivenleri “Kentteki en havalı yer neresi?” diye bir soru yöneltecek olursanız, sizleri tek bir yere yönlendirebilirim İspanyol Merdivenleri. Aşk Çeşmesi’ne yaklaşık 10 dakika uzaklıktaki merdivenler, adını yakınındaki İspanyol Elçiliği’nden almış. 1723-1726 yılları arasındaki yapımı gerçekleştirilen merdivenler sayesinde üst kısmındaki Trinita dei Monti Kilisesi’ne kolay ulaşım amaçlanmış. Lakin günümüzde çevresinin tarihi dokusu da işin içine eklenince her gezginin uğramak için can attıkları bir çekim merkezi haline gelmiş. Merdivenden aşağı doğru ilerlerseniz, kayık şeklinde tasarlanmış Fontana della Barcaccia’yı yakından görebilirsiniz. Kalabalığı takip ettiğinizde ise birkaç dakikada Via Condotti’ye ulaşabilirsiniz. Son olarak, İspanyol Merdivenleri’nde uzun süreden beri oturulmasına, bir şeyler yiyip içilmesine izin verilmiyor. Yakın zamanda yasaklar listesine, basamaklarda fotoğraf çekimi de eklendi. Kural ihlali yaparken yakalananlara ciddi para cezaları uygulanıyor. 9. Castel Sant’Angelo Roma gezi listenizi hazırlarken unutmamanızı önereceğim bir diğer mimari güzellik ise Hadrianus ve ailesi adına mozole olarak 2. yüzyılda inşa edilen Castel Sant’Angelo. Yapı, şimdiki kudretli görünümüne Orta Çağ’da kavuşmuş. Ancak dikkat çekici güzellikteki heykelleri ile zarafetinden de hiç ödün vermemiş. Politik açıdan hareketli bir geçmişe sahip kalede, Museo Nazionale di Castel Sant’Angelo faaliyet gösteriyor. Müzenin Sala delle Urne ve Sala Paolina isimli bölümlerine giderseniz, geçireceğiniz her dakikadan keyif alabileceğinizden emin olabilirsiniz. Tabii sergi alanları dışında kalede zaman geçirmenizi önereceğim bir yer daha var. Eğer birkaç dakikanızı Terrazzo dell Angelo’ya ayırırsanız Aziz Petrus Bazilikası ve Tiber Nehri’ni içeren enfes manzarayı seyredebilirsiniz. Not Fatih Sultan Mehmet’in en küçük oğlu Cem Sultan uzunca bir süre Castel Sant Angelo’da esir tutulmuştur. Konu ile ilgili detaylı bilgiyi araştırabilirsiniz. 10. Borghese Galerisi & Villa Borghese Roma’nın yalnızca köklü tarihiyle öne çıkan bir kent olduğunu düşünüyorsanız henüz Borghese Galerisi’ne gitmemişsiniz demektir. Galerinin ismi, Papa V. Paul’ün sanat tutkunu yeğeni Kardinal Scipione’den geliyor. Din adamı, büyük çoğunluğu 15. ila 18. yüzyıllar arasında üretilmiş tablolardan, heykellerden, antikalardan oluşan enfes bir koleksiyon toplamayı başarmış. Borghese Galerisi’nin portföyünde Tiziano, Rubens, Botticelli ve Caravaggio’nun eserleri bulunuyor. Müzeyi gezerken ayrıca Bernini imzalı çalışmaları ve 3. yüzyıldan kalma buluntuları yakından inceleyebilirsiniz. Sanatla geçen bir günün ardından biraz dinlenmek ve yaşadığınız yoğun deneyimi sindirebilmek için Villa Borghese’nin göz alıcı bahçelerine kendinizi atabilirsiniz. Gerçi dönümlük alana yayılan bahçelerde de insan rahat duramıyor. Mutlaka gezmek istiyor. 1903’te kent meclisi tarafından park haline getirilen bahçelerin içerisinde Roma Hayvanat Bahçesi hizmet veriyor. Pincio’nun Su Saati ve Silvano Toti Tiyatrosu gibi unsurlarsa parkı gezmek için gerekli motivasyonu fazlasıyla sağlıyor. 11. Campo de Fiori Hareketlilikten hoşlanıyorsanız Campo de Fiori’de birkaç saat geçirmeyi düşünebilirsiniz. Meydanın adının dilimizdeki karşılığı “Çiçek Bahçesi”. 1869’dan beri kurulan pazar sayesinde alan böyle güzel bir isme kavuşmuş. Sokak satıcılarının haftanın altı günü renklendirdiği meydana gitmenizi iki nedenden dolayı öneriyorum. Birincisi, buraya gittiğinizde yerel alışveriş kültürünü detaylıca tanıma imkânı bulabilirsiniz. Özellikle hediyelik eşya bakıyorsanız bütçe dostu seçeneklere sıkça rastlayabilirsiniz. Campo de Fiori’ye gezi programınızda yer vermenizi önermemdeki diğer sebepse eğlence olanakları. Meydanı çevreleyen yapıların zemin katlarında, hoşunuza gideceğini düşündüğüm kokteyl barları bulunuyor. Bu arada unutmadan söyleyeyim. Alanın tam ortasındaki heykel, Filozof Giordano Bruno’yu tasvir ediyor. Değeri sonradan anlaşılan bilim insanı, dönemi için aykırı sayılan düşüncelerinden dolayı 1600’lerde burada yakılmış. 12. Trastevere Bölgesi Objektif bir açıdan bakmak gerekirse Roma gayet hareketli ve gürültülü bir şehir. Her ne kadar sanatı ve tarihi ile insanı büyülese de başkent bir zaman sonra insanı boğabiliyor. Neyse ki Tiber Nehri’nin batı kıyısına kurulu Trastevere gibi kaçış bölgeleri bulunuyor. Roma’nın kalbindeki tarihi semte gidenler, hem kafa dinleme hem de otantik görüntülerle karşılaşma fırsatı buluyor. Özellikle fotoğraf çekmeyi seviyorsanız bölgedeki dar sokaklarda harika fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. Trastevere ayrıca alışveriş tutkunlarını asla otellerine elleri boş göndermiyor. Bölgede faaliyet şirin işletmelere girdiğinizde karşılaşacağınız sürprizlere şimdiden hazırlıklı olun. Üstelik aynı durum, restoranlar ve barlar için de geçerli. Bölgedeki ziyaret edilmeye değer tarihi mekânları soracak olursanız size şöyle bir liste sunabilirim. Aziz Meryem BazilikasıJaniculum TepesiVilla FarnesinaGalleria Spada 13. Venezia Meydanı & Vittorio Emanuele II Beyaz perdenin Roma temalı yapımlarında kendisine sıkça yer bulan Venezia Meydanı, kelimenin tam anlamıyla hayranlık uyandıran bir yer. Zaten aksini iddia etmek için hiçbir sebep yok. Neden mi böyle diyorum? Çünkü ulaşımı gayet kolay olan meydan, kentin en gösterişli yapılarından Vittorio Emanuele II Abidesi’ne ev sahipliği yapıyor. Abide, Birleşik İtalya Krallığı’nın ilk hükümdarını onurlandırmak adına 1885-1911 yılları arasında inşa edilmiş. Satır arasında vurgulamak gerekirse tarihi yapı, 20. yüzyılın başında tamamlanmış olmasına rağmen mimari zarafetiyle Roma dönemi türdeşlerinin kudretinden geri kalmıyor. Gerçi Altare della Patria’nın ihtişamını ortaya çıkartmak için Giuseppe Sacconi yönetimindeki ekip biraz acımasızca davranmış. II. Paul Kulesi de dâhil olmak üzere çevredeki birçok bina yıkılmış. Çatısında “Mahşerin Dört Atlısı” isimli heykelin bulunduğu abidenin girişinde, ziyaretçileri I. Dünya Savaşı kurbanları anısına yakılan Hiç Sönmeyen Ateş karşılıyor. Yapının alt kısmına doğru ilerleyecek olursanız, İtalya Birleşme Müzesi’nin ilgi çekici koleksiyonunu inceleyebilirsiniz. Yalnız bu kısımlara fazla zaman ayırıp sakın seyir terasına çıkma fırsatını es geçmeyin. 14. Santa Maria Maggiore Bazilikası Hazır kentin büyüleyici güzellikteki simgelerine geri dönmüşken Roma gezilecek yerler listesinin bu bölümünde sizlere Santa Maria Maggiore Bazilikası’nı kısaca anlatmak istiyorum. Bazilika eski bir Pagan tapınağı üzerine 5. yüzyılda inşa edilmiş. Papa III. Sixtus döneminden kalma dini yapının tasarımında farklı mimari üsluplar harmanlanmış. Bazilika, bu sayede kayda değer oranda özgünlük kazanmış. Yapının hemen girişinde göreceğiniz Piazza dell’Esquilino Dikilitaşı, hac yolunu gösteriyor. İçeride ise sizleri “Bakire’nin Taçlandırılması” isimli hayranlık uyandırıcı mozaik çalışmasını barındıran Capella Paolina bekliyor. Roma’nın gözbebeği Santa Maria Maggiore, her yıl 5 Ağustos’ta renkli kutlamalara sahne oluyor. Bu tarz etkinlikler hoşunuza gidiyorsa “Sakın kaçırmayın!” derim. Santa Maria Maggiore Bazilikası’nın Efsanesini Biliyor musunuz? 14. yüzyılın ortalarına tarihlenen hikâye aslında oldukça kısa. Rivayete göre Papa Liberius, rüyasında Meryem Ana’yı görmüş. Uyandığında ise gördüklerinin etkisiyle hemen sanatçıları yanına çağırmış ve gördüklerini anlatmış. Sonra da sanatçılardan bazilikanın içerisine anlattıklarını betimleyen mozaik çalışmaları yapmalarını istemiş. İşte, Santa Maria Maggiore’nin büyüleyici nefleri bu şekilde ortaya çıkmış. 15. Aziz Petrus Meydanı Hadi gelin, yeniden Vatikan’a dönelim ve Bernini’nin kente miras bıraktığı Aziz Petrus Meydanı’nda neler bulacağınıza şöyle bir göz atalım. Meydan, Papa VIII. Alexander için 1656-1667 yılları arasında inşa edilmiş. Tabii bu süreç içerisinde sık sık Vatikan’ın müdahaleleri olmuş. Buna rağmen başlıkta da vurguladığım gibi ortaya harika bir yapıt çıkmış. Aziz Petrus’un adını taşıyan meydanın iki yanında birer tane çeşme bulunuyor. Sol taraftaki çeşme, bizzat Bernini tarafından tasarlanmış. Diğeri ise Domenico Fontana imzası taşıyor. Ortadaki hayranlık uyandırıcı dikilitaş ise İskenderiye’den binbir zahmetle getirilmiş. Eserin kökenleri I. yüzyıla uzanıyor. Meydan, özellikle yılbaşında kültürel açıdan epey ilgi çekici görüntülere ev sahipliği yapıyor. Papa konuşma yapacağı zaman da Katolikler buraya adeta akın ediyor. 16. Popolo Meydanı Roma’nın meydanları gerçekten de çok gösterişi ve turistik açıdan dikkat çekici unsurlarla dolu. Ama konu en büyüğüne, yani Popolo Meydanı’na gelince ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Meydan, 220 yılından beri kullanımda olan Via Flaminia’nın en önemli bölümü konumunda. Hatta kuzey tarafında yer alan kapı, imparatorluk döneminde kentin ana girişi olarak kullanılıyormuş. Tıpkı Aziz Petrus’ta olduğu gibi bu meydanının da ortasında bir dikilitaş bulunuyor. Başkentin en büyük meydanı ayrıca ikiz kiliseler Santa Maria in Monte Santo ve Santa Maria dei Miracoli ile çevrili. Popolo Meydanı’nda vakit geçirdikten sonra dilerseniz hemen yanı başındaki Via del Corso’ya geçebilirsiniz. 17. Via del Corso Hazırladığım her gezilecek yerler listesine elimden geldiğince popüler alışveriş bölgelerini eklemeye özen gösteririm. Roma’yı merkezine aldığım bu yazıda da bu alışkanlığı bozmak istemiyorum. Dolayısıyla bu konuda önceliği Via del Corso’ya veriyorum. Via del Corso, kentin en önemli alışveriş bölgelerinden biri olarak 15. yüzyıldan beri varlığını koruyor. Cadden, Popolo Meydanı’ndan, Venezia Meydanı’na kadar uzanıyor. İspanyol Merdivenleri gibi birçok ikonik mekân da caddeye yakın konumda bulunuyor. Cadde üzerinde ilerlerken bazılarının kökenleri oldukça eskiye dayanan çok sayıda alışveriş mekânı ile karşılaşabilirsiniz. Tabii dilerseniz Piazza Colonna’ya kadar sabredip Galleria Alberto Sordi’deki seçenekleri değerlendirmeye odaklanabilirsiniz. Via del Corso’yu gezi programınıza dâhil etme amacınız yalnızca alışveriş olsa bile fotoğraf makinenizi yanınızda bulundurmayı unutmayın. Zira kentin bu kısmı, mimari açıdan da gayet dikkat çekici detayları bünyesinde barındırıyor. 18. Palatino Tepesi Roma’nın tarihine odaklı bir tatil deneyimi yaşamak istiyorsanız, listenizde mutlaka Palatino Tepesi’ne yer ayırın. Çünkü mitolojiye göre Roma İmparatorluğu burada kök salmaya başlamış. Rivayete göre ikiz kardeşler Romulus ve Remus bir dişi kurt tarafından tepenin eteğindeki mağarada büyütülmüş. İlerleyen dönemde ise tepenin zirvesinde sonradan kudretli bir imparatorluğa dönüşecek medeniyetin temellerini atmışlar. Gerçi sonradan aralarına fesatlık girmiş ve iki kardeşin ilişkileri bir daha asla düzelmeyecek şekilde bozulmuş Hatta iş, cinayete kadar gitmiş. Tepe ile Roma Forumu arasında yaklaşık 40 metrelik mesafe bulunuyor. O yüzden aynı gün içerisinde her iki tarihi alanı da ziyaret ederek Roma’nın kökenleri hakkında paha biçilemez bilgiler edinebilirsiniz. Palatino’da görmenizi önereceğim kalıntıların başında şunlar geliyor Augustus’un EviKibele TapınağıFlavia SarayıFarnese BahçeleriHipodrom Not Roma Forumu ve Kolezyum biletlerinizi sakın atmayın. Çünkü onlarla Palatino Tepesi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Yani ortak bilet uygulamasından yararlanabilirsiniz. 19. Kapitolin Müzesi Roma, tıpkı İstanbul gibi tepeler üzerine kurulu. İşte Roma Forumu ile Campus Martius arasındaki Kapitolin Tepesi de bunlardan biri. Tepeyi bu listeye eklememi sağlayan nedenlerden biri, imparatorluk döneminde dinsel merkez konumunda olması. Daha da önemlisi ise Kapitolin Müzesi’nin varlığı. Kapitolin Müzesi, dünyada halka açılan ilk müze olarak lanse ediliyor. Müze, bizzat Michelangelo tarafından tasarlanmış gayet hoş iki binada faaliyet gösteriyor. Tabii sonradan hemen yanı başındaki Palazzo Nuovo da kültürel tesis bünyesine dâhil edilerek bina sayısı üçe çıkartılmış. Michelangelo’nun tasarladığı binaların ilginç bir özelliği var. Büyük usta, imzası bulunan her iki binayı da Roma kent merkezi yerine Vatikan’a bakacak şekilde konumlandırmış. Bu durum, papaların çok hoşuna gitmiş olacak ki bağış konusunda oldukça cömert davranmışlar. Kapitolin Müzesi’nde Orta Çağ’dan Rönesans’a kadarki zaman dilimine ait eserler sergileniyor. Tabii sergi salonlarını gezerken antik döneme tarihlenen buluntuları da göreceğinizden emin olabilirsiniz. 20. Konstantin Takı Roma’nın simge yapıları arasında bulunan, Kolezyum’ın hemen yanı başındaki Konstantin Takı ayrı öneme sahip. Zira bu kadim eser, Roma’nın bir tiranın elinden kurtuluşunu simgeliyor. Yapı, 315 yılında Roma Senatosu ve halkın ortak kararı ile inşa edilmiş. Toplumun her iki tabakası da bu sayede Büyük Konstantin’in Maxentius karşısında elde ettiği zaferi onurlandırmak istemiş. Hatta bu zaferi anlatan kabartmalar, takın alt kısımlarına yerleştirilmiş. Konstantin Takı, 26 metrelik genişliği ile birçok türdeşini geride bırakıyor. Gerçi boyutundan ziyade inşa sürecinde yapılan malzeme tercihi, yapının özgün hale gelmesini sağlayan en önemli etken olarak öne çıkıyor. Çünkü hızlıca tamamlanabilmesi için farklı dönemlere ait parçalar bir araya getirilmiş. 21. St. John Lateran Bazilikası Hazır Roma gezilecek yerler listesi hazırlıyorken St John Lateran Bazilikası’na da yer açın. Çünkü yapı, Avrupa’nın en eski kilisesi olarak anılıyor. Dini yapı, 4. yüzyılda Roma Piskoposu I. Constantine’in emriyle kurulmuş. Bazilikanın bulunduğu alanda, önceden ise Septimus Severus tarafından 2. yüzyılda inşa ettirilmiş bir kalenin kalıntıları bulunuyormuş. Bazilika, Katolik dünyasında 1870 yılına kadar çok önemli bir yere sahipmiş. Papa seçilen din adamları, tahta ilk olarak burada çıkıyormuş. Şimdilerdeyse papa yalnızca Kutsal Perşembe kutlamalarını yönetmek için bazilikayı ziyaret ediyor. “Yalnızca dini değeri varsa gitmeye değer mi?” sorusu zihninizi kurcalamaya başladıysa hemen cevabını vereyim. Roma’daki her tarihi mekânda olduğu gibi bu yapıda da sizleri ustalık kokan sanat eserleri bekliyor. Hatta ziyaretiniz esnasında Hazreti İsa’nın çarmıha gerilmek için götürüldüğü tepeye çıkarken aştığı Kutsal Merdivenler’i görebilirsiniz. 22. Ulusal Modern Sanat Galerisi Klasik eserlerden ziyade modern ve çağdaş çalışmalardan hoşlanıyorsanız, rotanızı Roma Ulusal Modern Sanat Galerisi’ne çevirebilirsiniz. Müze, 1883’te kurulmuş. Ama açılışı için 1915 yılında kadar, yani Cesare Bazzani’nin imzasını taşıyan binanın tamamlanması beklenmiş. Sanat galerisinde deyim yerindeyse yok yok. 1100’den fazla parçadan oluşan koleksiyonda Umbeto Boccioni’den Antonio Canova’ya kadar birçok ünlü İtalyan sanatçının çalışmalarına yer verilmiş. Tabii müzenin üstlendiği misyon gereği Avrupa’nın diğer ülkelerinde yetişmiş ustalar unutulmamış. Bu sayede müzeye zaman ayıran gezginler Braque, Van Gogh, Rodin ve Giacometti imzalı şaheserleri de yakından inceleyebiliyor. 23. Circo Massimo Roma’da tatil yapmak, zamanda yolculuğa çıkmak gibi. Nereye gitseniz ya da ne tarafa dönüp baksanız farklı bir zaman dilimine ait kalıntılarla karşılaşabilirsiniz. Circo Massimo da bunlardan biri. Romalılar, orijinal adı Circus Maximus olan antik hipodromu Aventine ve Palatine tepeleri arasına inşa etmiş. Hipodrom denildiğinde şimdilerde akla yalnızca at yarışları geliyor; ama antik dönemlerde burada – halk oyunları ve festivaller de düzenleniyormuş. Hatırlarsanız Popolo Meydanı’nı anlatırken bir dikili taştan bahsetmiştim. İşte bu yapıt, Papa V. Sixtus döneminde Circo Massimo’dan sökülmüş. Roma döneminde türünün ilki olma özelliği taşıyan hipodromdan geriye, günümüze pek bir şey ulaşamamış. Ancak bu durum tarih tutkunlarını, parka dönüştürülmüş tarihi alana gelmekten alıkoyamıyor. 24. Terme di Caracalla İmparator Septimus Severus ve oğlunun başkente kazandırdıkları bir diğer abidevi yapıysa Terme di Caracalla. Yani dilimizdeki karşılığıyla Caracalla Hamamı. Hamam kompleksi, 211-217 yıları arasında inşa edilmiş. Halka açık ve ücretsiz olması, o dönemdeki çoğu türdeşinden yapıyı ayıran en büyük özelliğiymiş. Ancak zaman içerisinde bu özelliğine yenilerini eklemekten geri kalmamış. Zira hamam, bir zamanlar Roma’nın hükmettiği topraklar üzerinde bulunanların en büyüğü ve en iyi korunanı olarak anılıyor. Yapısal anlamda her ne kadar bütünlüğünü koruyamamış olsa da süslemeleri, hamam kompleksinin eski güzelliğinin anlaşılabilmesine olanak tanıyor. Tabii ipuçlarını elde ettikten sonra iş biraz sizin hayal gücünüze kalıyor. 25. Domus Aurea 64 yılında, Roma’nın seçkinlerinin mülklerini kaybetmelerine neden olan korkunç bir yangın felaketi yaşanmış. Ancak bu durum, sanat tutkunu ve çılgınlıkta sınır tanımayan İmparator Neron’a hayalini kurduğu saraya sahip olma fırsatı sunmuş. Böylece ortaya Domus Aurea ya da dilimizdeki karşılığı ile Altın Saray çıkmış. Neron’un keyif sarayı; Palatine, Esquilline ve Cello tepeleri arasında kalan alanı kaplıyor. “Keyif sarayı” tanımlamasını kullandığım için zihninizde hemen nasıl bir şey olduğuyla ilgili soru işaretleri oluşabilir. Hemen cevabını vereyim. Hayattan zevk almayı öncelikli amacı olarak belirleyen Roma imparatoru, sarayın yapımında şatafata önem verilmesini emretmiş. Sonuç ne mi olmuş? Dört bir yanı fildişi ve mermer kaplı, konukların üzerine parfüm ve gül yaprakları dökülmesini mümkün kılan tavanlara sahip bir yapı ortaya çıkmış. Tabii sarayın içerisi kadar bahçesine de önem verilmiş. Etrafına çok sayıda suni göl inşa edilmiş. Not Saray kalıntılarının bulunduğu bölge, yalnızca hafta sonları ziyarete açık tutuluyor. Bu nedenle rezervasyonu son dakikaya bırakmamakta yarar var. 26. St. Paul Bazilikası Roma’da görülmesi gereken yerler listesinde sıra, isminin önünde yaygın olarak “Surdışı” sıfatı kullanılan St. Paul Bazilikası bulunuyor. Bazilika, Roma’daki ikinci en büyük dini yapı olarak nitelendiriliyor. Gezginlerin yoğun ilgi göstermelerindeki bir diğer ana nedeni ise yapının dört antik papalık bazilikasından bir olması oluşturuyor. Bazilika, adını aldığı azizin gömüldüğü yere 4. yüzyılda inşa edilmiş. Tamamlanmasının ardından 400 yıl boyunca Avrupa’da türünün en büyüğüymüş. Bazilikanın zemin döşemeleri ve duvar süslemeleri bir hayli güzel. Ama asıl övgüyü, tavanlarda bulunan revaklar hak ediyor. Bazilikayı ziyarete gelen gezginlerden ücret talep edilmiyor. Ancak manastır bölümü ile rehberli turlar, bu kuralın dışında tutuluyor. Eğer yapıyı gezerken hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz, aşağıda belirttiğim bedeli ödeyerek sesli rehberlik hizmetinden yararlanabilirsiniz. 27. Catacombe di San Callisto Callixtus’ın Yeraltı Mezarları ya da orijinal adıyla Catacombe di San Callisto, bana göre Roma’da gezilebilecek en sıra dışı mekân. Aslında İtalya’nın başkentinde benzer türde birçok mezar bulunuyor. Ancak bu mekânı öncelikli olarak sizlere önermemdeki asıl nedenlerin başında büyüklüğü ve kültürel açıdan bir hayli doyurucu içeriği geliyor. Appian Yolu üzerindeki yeraltı yapı kompleksi “Papalar’ın Mezarı” olarak da anılıyor. Zira burası, zamanında Katolik dünyasını yönetmiş 16 din adamının ebedi istirahatgahı konumunda. Yapının labirenti andıran koridorlarında sıralanan odalardaki toplam mezar sayısı ise yaklaşık 500 bin. Yapıyı gezerken sağda solda bir sürü sembolle karşılaşabilirsiniz. Bu sembollerin büyük bölümü, Erken Hristiyanlık döneminden kalma ve her biri ayrı anlamlara sahip. Örneğin yanında koyun bulunan çoban, Hz. İsa’yı simgeliyor. 28. Santa Maria in Cosmedin Geçirdiğim her dakikadan zevk aldığım mekânlar arasında Cosmedin’deki Aziz Mary Bazilikası da bulunuyor. Dini yapı, yabancı kaynaklarda ağırlıklı olarak Santa Maria in Cosmedin ismiyle anılıyor. Bazilika, Romanesk mimarisiyle insanı büyülüyor. Özellikle zarif çan kulesi, dikkatleri hemen üzerine çekmesini sağlıyor. Yalnız bu kadar popüler olmasının altında yatan asıl etkeni, duvara asırlar öncesinde monte edilmiş bir maske oluşturuyor. Yapının içerisine girdikten sonra odağınızı sol duvara yönelterek “Hakikatin Ağzı” isimli mermer maskeyi görebilirsiniz. Maske diyorum; ama aklınıza sakın alelade bir şey gelmesin. Çünkü eser, yaklaşık kilogram ağırlığa sahip ve yakınlardaki bir Herkül tapınağından getirildiği düşünülüyor. Ayrıca yaygın inanışa göre maske dünyayı çevreleyen sulardan sorumlu titan Oceanus’u tasvir ediyormuş. 29. Via dei Condotti “Roma, sadece tarihi mekânlardan mı ibaret?” dediğinizi duyar gibiyim. O yüzden vakit kaybetmeden bir diğer gözde alışveriş bölgesi Via Condotti’yi anlatmaya geçiyorum. İspanyol Merdivenleri’ne sırtınızı verip tam karşıya baktığınızda girişini göreceğiniz cadde, Roma’nın gayriresmi moda merkezi statüsünde. Gerçi baştan söylemem gerekirse caddedeki perakende satış mağazaları ağırlıklı olarak lüks segmentte faaliyet gösteriyor. Ancak hemen umutsuzluğa kapılmayın. Zira Condotti’de keyifli vakit geçirmek için illa geniş bütçeye sahip olmak gerekmiyor. Motorlu taşıt trafiğine kapatıldığı akşam saatlerine doğru caddeye gidip mekânlardan birinde saatlerce oturmak bile gayet keyifli. 30. Via Veneto Lüks olanakları değerlendirmekten hoşlanıyorsanız yalnızca Via Condotti ile yetinmek zorunda değilsiniz. Dilerseniz rotanızı hemen La Dolce Vita’nın çoğu sahnesinin çekildiği Via Veneto’ya çevirip tam da istediğiniz fırsatları yakalayabilirsiniz. Adını Vittorio Veneto Savaşı’nda alan cadde, 1960’lardan itibaren kentin kalburüstü sakinlerini kendisine çekmeyi başarmış. Hatta 1980’li yıllardaki ekonomik durgunluk bile kentin bu kesimini pek fazla etkilememiş. Sonuç olarak Via Veneto; şık restoranları, üst düzey otelleri ve pahalı butikleri ile Roma’nın prestij merkezi olmayı sürdürüyor. Caddede dolaşırken Chiesa di Santa Maria della Concezione’ye zaman ayırmayı sakın ihmal etmeyin. Zaten yapının mimari detayları karşısında hayrete düşeceğinizden eminim. Özellikle de yan tarafındaki kemik salonuna girdiğinizde… 31. Gelateria Giolitti Roma’da dolaşırken ağzınızı tatlandıracak bir lezzet şöleni için Gelateria Giolitti’ye uğrayabilirsiniz. Mekânın hikâyesi 1890 yılında, Giuseppe ve Bernadina Giotti’nin açtığı mandıra ile yazılmaya başlanmış. Sattıkları ürünler o kadar kaliteliymiş ki kısa sürede yalnızca Roma’nın değil, tüm İtalya’nın kalbur üstü aileleri bu dükkândan alışveriş yapar olmuş. Hal böyle olunca, Giotti’ler hemen günümüzdeki gözde mekânın açılışını gerçekleştirmiş. Başlarda mekânın vejetaryen menüsü bir hayli ilgi çekmiş. Ama kısa sürede ilginin odağına yoğun aroması ile damakları çatlatan dondurmalar yerleşmiş. Gelateria Giolitti’de dondurma çeşitliliği cidden oldukça fazla. Üstelik mekân, ürünlerinin kalitesi kadar fiyatlarıyla da konuklarının yüzünü güldürüyor. 32. Welcome To Rome Kaynak İtalya’nın başkentine yönelik seyahatinizde çocuklarınızla doyasıya eğlenmek için Welcome to Rome’u da listenize dâhil edebilirsiniz. Konsept açısından mekân aslında bir üst maddede sizlere detaylıca anlattığım Time Elevator Roma ile benzerlikler gösteriyor. Ancak bana soracak olursanız kentin binlerce yıllık tarihini aktarma konusunda bir tık daha iyi. Mekânda, her 30 dakikada bir kentin yıllık tarihini aşama aşama anlatan gösterimler yapılıyor. Ne yazık ki anlatım için seçilebilen diller arasında Türkçe bulunmuyor. Not Dilerseniz Welcome to Rome biletinizi internetten de satın alabilirsiniz. Roma Gezilecek Yerler Haritası Google Maps Roma gezilecek yerler haritası. Haritayı Google Maps’te açıp detaylıca incelemek için tıklayın. Her zaman olduğu gibi Roma’ya yönelik hazırlamış olduğum haritayı bu bölümde sizlerle paylaşmak istiyorum. Harita vasıtasıyla listede sizlere anlatmış olduğum tüm cazibe noktalarının, otel tavsiyelerimin ve başta popüler alışveriş yerlerinin konum bilgilerine rahatça erişebilirsiniz. Haritayı kullanmak için akıllı telefonunuzdan linke tıklamanız yeterli. Sonrasında yer imlerine tıklayarak bulunduğunuz noktadan en ideal ulaşım rotasını belirleyebilirsiniz. Roma gezilecek yerler haritasını Google Maps’te açmak için tıklayın. Katmanlara DikkatRoma gezilecek yerler haritası üzerinde yazı boyunca tanıttığımız gezi noktalarının yanı sıra otel tavsiyelerimizi, konaklama yapılacak bölgeler ve alışveriş yapılabilecek tüm önemli noktaları işaretledik. Haritanın sol tarafında bulunan “Gezilecek Yerler”, “Otel Tavsiyeleri” vb sekmeleri açıp kaparak haritanızı detaylıca kullanabilirsiniz. Roma’da Gezilecek Yerlere Yakın Otellerde Konaklayın Son seyahatimde konaklayıp memnun kaldığım 4 yıldızlı Augusta Lucilla Palace, Roma’da konaklama için güzel bir seçenek. Roma gezilecek yerler listesinden de anlayabileceğiniz üzere şehirde adım başı görülmeye değer bir tarihi alan ya da cazibe noktası bulunuyor. Dolayısıyla merkeze yakın konaklamak, kısıtlı tatil süresini en iyi şekilde değerlendirmenin birinci koşulu haline geliyor. Roma’da nerede kalınır? yazımızda detaylıca anlattığımız gibi şehide konaklama yapılabilecek 6 temel bölge var. Bunlar; Ulaşım ağını oluşturan Merkez Tren İstasyonu Termini çevresi;Her yere bir adım uzaklıkta olmak isteyenler için ideal Tarihi Kent MerkeziKentin kadim tarihini yansıtan alanlarla dolu Rione I Monte BölgesiAlışveriş tutkunlarını mest eden Via Veneto ve çevresiFarklı atmosferiyle dikkat çeken TrastevereHem sakin hem de kültürel açıdan dopdolu Vatikan ve çevresi Ben otel seçimimi Termini’ye 5 dk yürüme mesafesinde yer alan 4 yıldızlı Augusta Lucilla Palacedan yana kullanmıştım. Havaalanından otele ulaşım son derece rahat. Benzer şekilde şehir içi ulaşım da bu bölgede konaklayanlar için oldukça kolay. Konumu dışında otelin odaları, kahvaltı gibi olanakları, sahip olduğu gecelik konaklama fiyatlarına göre oldukça uygundu. Roma’ya tekrar gidecek olsam tesisin güncel fiyatlarına mutlaka göz atardım. Oteli siz de incelemek isterseniz lütfen tıklayın. Bu otel dışında yine şehir merkezinde, biraz daha ekonomik bir yer arayanlara 3 yıldızlı Hotel Imperoyu, yine gezilecek yerlere yakın, 5 yıldızlı, lüks bir yer arayanlar ise NH Palazzo Cinquecento adlı otelleri önerebilirim. Roma’da Gezilecek Yerlere Nasıl Gidilir? Konaklamaya ayırdığım bölümde bahsettiğim gibi Roma’nın kalbine gidildikçe gezilecek yer sayısı inanılmaz oranda artıyor. Hal böyle olunca, şehir içi ulaşım konusuna önem vermek gerekiyor. Yoksa harcanan paranın ve zamanın haddi hesabı olmuyor. Roma’da toplu taşıma denildiğinde ilk önce akla belediye otobüsleri geliyor. Başkentte 22 tanesi gece faaliyet gösteren toplam 360 hat bulunuyor. Tabii daha geniş alanı daha rahat biçimde gezmenin peşindeyseniz, benim favorim olan hop on hop off otobüs turlarında yerinizi alabilirsiniz. Hop on hop off otobüs turları arasında seçim yaparak oturduğunuz yerden şehri rahatça keşfedebilirsiniz. Yalnız başkentin trafik karmaşasının had safhada yaşandığı bir yer olduğunu sakın unutmayın. Bu nedenle tarihi kent merkezinde konaklayıp her yere yürüyerek gitmeyi düşünebilirsiniz. Alternatif olarak yerel halk gibi siz de Vespa veya bisiklet kullanmaya yönelebilirsiniz. Yeri gelmişken belirteyim. Roma Şehir İçi Ulaşım Rehberi yazımda da bahsettiğim gibi Roma’nın tarihi zenginliğinin etkisiyle metro ağı epey kısıtlı bir bölgeye sıkışmış durumda. Çünkü şimdiye kadar nereyi kazsalar farklı bir arkeolojik alanla karşılaşmışlar. Dolayısıyla metro ağı ancak 60 kilometrelik uzunluğa erişebilmiş. Bu açığı kapatma görevi ise tramvaylar ve taksilere düşmüş. Son olarak, Roma Havaalanı Ulaşımı yazımda belirttiğim gibi en sık kullanılan havaalanı olan Fiumicino ile şehir merkezine ulaşım sağlayan araçların başında Leonardo Express treni ile Terravision otobüsleri geliyor. Dilerseniz Fiumicino Havaalanı’ndan otobüs bileti satın alarak ekonomik olarak şehre ulaşabilirsiniz. Eğer havaalanından sizi karşılayan özel şoför eşliğinde otelinize rahatça ulaşmak isterseniz de Havaalanı özel ulaşım paketlerini inceleyebilirsiniz. Roma Pass Roma’da İndirimle Gezmenin Anahtarı Kaynak İnsan Roma gibi bir kente seyahat edince harcama yapmak konusunda nerede duracağını pek bilemiyor. Neyse ki kentin bu yönünü dengelemek için Roma Pass isimli indirim kartını, biz seyyah ruhlu bireylerin tercihine sunmuşlar. Roma Pass’ın 48 ve 72 saat geçerlilik süresine sahip iki versiyonu bulunuyor. Gezi bütçeniz kısıtlı olamasa bile eğlenceye ve alışverişe daha fazla pay ayırmak için bu kartı edinmenizi öneririm. Hem böylece ulaşım konusunda da cazip teklifleri değerlendirme fırsatına sahip olabilirsiniz. Roma Pass’ın en önemli avantajı, Kolezyum gibi kentin simgesi konumundaki ve yoğun ilgi gören mekânlara girişte ortaya çıkıyor. Eğer bu tarz mekânlara girerken indirim kartını kullanırsanız hem uzun süre kuyrukta beklememiş hem de bilet ücretlerinden ciddi oranda tasarruf etmiş olursunuz. Kart hakkında detaylı bilgi ve satın alma işlemi için tıklayın Roma Pass satın al. Roma’da Ne Yemeli? Roma’da ne yenir? başlıklı yazımızda gezi boyunca boyunca tadabileceğiniz en popüler yöresel yemekler hakkında bilgi ve fotoğraflar zaten paylaştık. Ama konu Roma’da gezilecek yerler olunca yemek molası vermek isteyenler için kısaca burada da bilgi paylaşmak istedim. İtalyan yemek kültürü ele alındığında Roma’yı ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor. Zira şehir bu konuda hem güneyden hem de kuzeyden etkilenmiş. Asıl çeşitliliği ise farklı etnik kökenlere sahip sakinleri sayesinde edinmiş. Haliyle Roma’da tatil yaparken damak tadınıza uygun lezzetleri kolaylıkla bulabileceğinizden emin olabilirsiniz. Tabii bana soracak olursanız, yöresel lezzetlere de mutlaka şans vermek gerekiyor. Mesela hangi tariflere mi? İşte yanıtları PaniniSuppli Kızarmış Pirinç ToplarıMortazzaTrapizzinoTigellePizzaMakarna PastaRisottoMinestrone ÇorbasıEnginar KızartmasıSaltimbocca Alla RomanaDondurma GelatoTiramisu Roma’da Alışveriş İçin Nereler Gezilir? Roma’da günlerce tatil yaptıktan sonra eli boş geri dönmek olmaz değil mi? Zaten İtalya’nın başkenti pek çok konuda olduğu gibi alışverişte de sunduğu seçeneklerle konuklarını fazlasıyla mutlu ediyor. Bir şeyler almak istediğinizde, listede detaylıca anlattığım Via Condotti, Via del Corso gibi caddeler dışında Via Frattina, Via del Governo Vecchio ve Via dei Coronari üzerindeki butikleri dolaşabilirsiniz. Yerel halkın alışveriş alışkanlıklarını tanımak, uygun fiyatlı ürünler bulmak için Monti Bölgesi’ndeki mekânları gezebilirsiniz. Bahsetmiş olduğum bu bölgeler, alışveriş merkezi açısından da gayet zenginler. Yerel kültürden izler taşıyan eşyaların peşine düşmeyi seviyorsanız aşağıda sıraladığım Roma sokak pazarlarını ziyaret edebilirsiniz. Borghetto Flaminio MarketPorta Portese MarketFontanella Borghese MarketLa Soffitta SottoSan Cosimato Market Roma’da alışveriş konusunda daha detaylı bilgi almak isterseniz Roma’da nerede alışveriş yapılır? ve Roma’dan ne alınır? başlıklı yazılarımızı okuyabilirsiniz. Roma’da Akşam Gezilecek Yerler Açıkçası Roma’da gündüz saatleri tam bir koşuşturma içerisinde geçiyor. Ama deneyimli gezginler işi biraz daha ağırdan alıp enerjilerini bir kısmını akşam saatlerine ayırmayı tercih ediyor. Siz de onlar gibi yapıp kentin en keyifli anlarına tanıklık etmek isterseniz şu yerleri içeren mini bir liste oluşturabilirsiniz. Keyifli bir akşam yemeği için TrastevereFarklı havayı solumak için İspanyol Merdivenleri ve çevresiEğlenmek için Campo dei Flori Yağmurlu / Soğuk Havada Roma’da Gezilecek Yerler Vatikan Müzeleri, 2-3 saat boyunca zaman harcayabileceğiniz kapalı bir mekan. Tatilinizi kışa denk getirdiyseniz, bir de hava yağmurlu ve soğuksa sakın panik yapmayın. Çünkü unutmayın! Roma’da herkese ve her şarta uygun bir yer mutlaka var. Bu yerler hangileri mi? İşte, size birkaç örnek Vatikan MüzeleriTime Elevator RomaCatacombe di San CallistoWelcome To RomeKapitolin Müzesi Özet Olarak Roma’da Nereler Gezilir? Kendi deneyimlerimden yol çıkarak derlediğim Roma gezilecek yerler rehberinin sonuna geldik. Ancak bir kez daha İtalya’nın başkentinde, tarihe ve eğlenceye doyacağınızın altını çizmek istiyorum. Ama bana soracak olursanız, en iyi yöntemin aşağıdaki gibi karma bir liste yapıp Roma’nın tüm renklerini tanımak olduğunu söyleyebilirim. Kolezyum ColosseoPantheonTrevi Çeşmesi & Aşk Çeşmesi Fontana di TreviRoma ForumuNavona Meydanı Piazza NavonaVatikan Müzeleri & Sistina Şapeli Musei VaticaniAziz Petrus Bazilikası Basilica di San Pietroİspanyol MerdivenleriCastel Sant’AngeloBorghese Galerisi & Villa Borghese Galleria Borghese Son olarak; Roma geziniz boyunca ihtiyacınız olabilecek tüm bilgileri Roma gezi rehberi ve Roma’da ne yapılır? başlıklı içeriklerimizde de bulabilirsiniz. Peki sizin Roma gezilecek yerler listemizdeki favori yerleriniz ya da konu ile ilgili eklemek istedikleriniz neler? Lütfen yorum yazarak bizimle paylaşın. Roma’da Gezilecek Yerlerle İlgili Sıkça Sorulan Sorular Roma’da gezilecek yerler konusunda sıkça sorulan bazı sorular… Roma’da mutlaka görülmesi gereken yerler hangileri? Kolezyum, Pantheon, Trevi Çeşmesi, Navona Meydanı, İspanyol Merdivenleri ve zamanı olanlar için Vatikan Müzeleri Roma’da gezip görülmesi gereken en önemli yerler. Roma’da ücretsiz gezilecek yerler nereler? Şehrin en önemli simge yapısı olan Pantheon’u ile Navona Meydanı, İspanyol Merdivenleri, Villa Borghese, Campo dei Fiori, Trastevere Bölgesi, Venezia ve Vatikan’daki Aziz Petrus Meydanı ile Aziz Petrus Bazilikası ücretsiz gezebilirsiniz. Roma’daki en ünlü müzeler hangileri? Şüphesiz Vatikan Müzesi şehirdeki en önemli müze. Bunun yanında vakti olan gezginler Borghese Galerisi ile Ulusal Modern Sanat Galerisi’ni gezebilirler. Roma’da kaç gün kalmalı? Bana göre Roma’ya en az 2 tam gün ayrılmalı. Eğer Vatikan Müzeleri de gezilmek istenirse süre 3 güne arttırılabilir. Roma’ya ne zaman gitmeli? Roma dünyanın en ünlü turizm şehri, bu yüzden yılın her anı kalabalık. Ama keyifle gezmek isterseniz bahar ayları ya da yazı tercih edebilirsiniz. Tabi seçeceğiniz döneme göre kalabalıklar artacaktır. Roma Havaalanı’ndan şehir merkezine nasıl gidilir? Fiumicino Havaalanı’ndan merkeze giderken Leonardo Express treni, Terravision otobüsü ya da taksi tercih edilebilir. Ciampino Havalimanı’nı kullanacaksanız da yine Terravision Otobüsü, SIT Bus Shuttle ya da taksiyi tercih edebilirsiniz. Roma’da nerede kalmalı? Eğer havaalanından merkeze rahat gidip geleyim, şehir içi ulaşımım da kolay olsun derseniz Termini İstasyonu çevresini seçin. Eğer gezilecek yerlere yürüme mesafesinde konaklamak istiyorum derseniz de Tarihi Kent Merkezi Centro Storico ya da Rione I Monti Bölgesi’ni öneririm. Roma Otel Fiyatları
Nereden başlasam bilmiyorum, çünkü gerçekten çok keyifli ve dolu dolu bir Roma tatili geçirdim. 2 ay önce aniden karar verip aldığımız uçak bileti, bizi, 16 yaşımda gittiğim ama ana detayları hariç pek de hatırlamadığım eşsiz şehir Roma’ya götürdü. Bu sefer pek tarih gezmeyelim, bol yemek yiyelim, ara sokaklarda kaybolalım dedik. Tabii Roma’ya gidip tarih ve sanatla ilgilenmemek olmadı; 4 gece 5 günlük tatilimizde istediğimiz her şeyi yaptık. Şimdi sıra tüm detayları sizlerle paylaşmakta, karşınızda tüm detaylarıyla bir Roma rehberi! Peki ne yaptık Roma’da? Nereleri gezdik? Neler yedik? İşte Roma Rehberi!Roma Rehberi Campo De Fiori Konum Campo De Fiori Geldiğimiz ilk gün otelimizin bulduğu bölge olan Piazza Navona’nın oralarda biraz gezindik. Hayalimiz şarap eşliğinde güzel bir pizza yemekti ve bu hayalimizi Campo De Fiori’deki pizzeria’lardan bir tanesine oturarak gerçekleştirdik. Campo de Fiori, özellikle geceleri canlı olan bir meydan. Etrafta cafeler ve pizza restoranları bulunuyor; bir saat sonra gençler meydandaki çeşmenin etrafında takılıp, The Drunken Ship adlı barda bir şeyler içiyorlar. Roma’ya giderseniz akşam yemeği yemek veya bir şeyler içmek için bu meydanı listenize alın. Roma Gece Hayatı Cioccolata e Vino Konum Gece hayatının en canlı olduğu bölgelerden biri olan Trilussa’da yanyana birçok bar ve restoran bulunuyor. Biz iki gece buralardaydık ve ikisinde de her yer gençlik doluydu. Sevgili Deniz Yılmaz’ın tavsiyesiyle, çikolata shot bardaklarının içerisinde farklı likörlerle hazırlanan shotlar yapabildiğimiz Chocolate e Vinoya gittik. Hindistancevizi likörüyle yapılan shot’ım hayatımda içtiğim en lezzetli shot olabilir! Dikkat Chocolate e Vino’nun önünden geçerken, mekanı bir tek kapısındaki kuyruktan fark edebilirsiniz, çünkü burası bir shot bar’dan daha çok eski bir sahaf dükkanına benziyor. Cioccolata e Vino Trastevere Konum Trilussa’dan ilerleyince Trastevere bölgesinin merkezine geliyorsunuz. Pek sevdiğim Ferzan Özpetek’in de evi bulunan Trastevere, Roma’nın en tatlı bölgelerinden biri. Daracık sokaklar ve onlarca restoranların arasından geçerek bu bölgeyi keşfettik. Burada gidebileceğiniz çok fazla sayıda mekan var; normal olarak hepsine giremedim ama hepsinin birbirinden güzel olduğuna eminim. Biz cumartesi akşamı gittiğimiz Trastevere’de Pizzeria The Mirror’ı tercih ettik; burası lezzetli pizzaları ve ev yapımı tiramisuyla bizden 10 üzerinden 10 aldı. Benim tavsiyem Roma tatilinizde Trastevere bölgesine biri öğlen, biri gece olmak üzere iki kez gitmeniz. Veya öğlenden gelip, tüm geceyi de burada geçirebilirsiniz tabii 🙂 Emin olun, Trastevere o kadar samimi ve güzel bir bölge ki zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Gregory’s Jazz Club Konum Jazz dinlemeye ne dersiniz? Roma’nın en iyi jazz kulüplerinden olan Gregory’s Jazz Club, tam İstanbul’daki Nardis havasında. Via Gregoriana diye bir ara sokakta bulunan mekanda hem İtalya’nın farklı şehirlerinden hem de dünyanın çeşitli ülkelerinden grupları dinleyebilirsiniz. Yemek menüleri de beklediğimden genişti ve lezzetliydi. Bir akşamınızı buraya mutlaka ayırın. Mekanın programına ulaşmak için tıklayın. Roma’da Yemek Piazza della Madonna dei Monti Konum Piazza della Madonna dei Monti Burası San Marco meydanıyla Kolezyum’un arasında kalıyor. Piazza della Madonna dei Monti, 5’teki harika café La Bottega Del Caffe’yi sevgili Pelin Tüzer sayesinde keşfettik. Kolezyum’u ve etrafını iyice gezdikten sonra biraz zor bulduğumuz, ama harcadığımız her saniyeye değen bu bölgeye girdik. Güzel insanların, güzel sokakların, sempatik sarı binaların bulunduğu bu bölgede gittiğimiz La Bottega Del Cafe’ye giderken “Lütfen pazar günü kapalı olmasın” diye dua ettiğimi saklamayacağım. Burada harika bir gnocchi ve bolonez yedik. Yanında açtırdığımız tatlı şarap da dillere destandı. La Bottega Del Cafe Size tavsiyem, Roma tatilinizin 3-4 saatini Piazza della Madonna dei Monti ve etrafına ayırmanız. Siz de benim gibi dar sokakları keşfetmeyi seviyorsanız, buraya bayılacaksınız! Roma’nın Lezzet Sokağı Via Del Croce Gelelim Roma tatilimde en çok kilo alma sebebim olan sokağa! 🙂 Via Del Croce, İspanyol Merdivenleri’ne üç dakika mesafede lezzet dolu bir sokak. Peki Via Del Croce’de neler yiyebilirsiniz? İlginizi çekebilir Gezici Günlük’ten “Roma’da Lezzet Dolu Sokak Via della Croce” İlginizi çekebilir Lousalome’den “Roma’da Denenmesi Gereken 10 Yemek” Pastifico Konum Aslında bir restoran değil, makarna atölyesi olan Pastifico, öğlenleri 1-3 arası iki çeşit olarak sunulan taze makarnalarını satışa çıkarıyor 🙂 Plastik tabaklarda yediğimiz domates soslu taze spagetti gerçekten çok lezzetliydi! Kasada öderken isterseniz size yine plastik bardakta beyaz şarap ikram ediyorlar. Pastifico Bu ikilin fiyatı da gerçekte komik denecek ucuzlukta Pastifico’da 4 Euro’ya hem lezzetli bir tabak taze makarnayla karnınızı doyuruyorsunuz, hem de güzel bir beyaz şarap içiyorsunuz. Burasının da kapısı çok kalabalık oluyor, ancak kesinlikle sırada beklemeye değer! Pompi Konum Pompi Biraz turistik takılmak istiyorsanız, Pompi’nin tiramisusunu mutlaka deneyin. Klasik, muzlu ve çilekli olmak üzere üç çeşit tiramisu yediğimiz bu tarihi pastanede, profiterolden tartlara onlarca lezzet var. Bu arada tiramisu sevmeyen kişiler, çilekli olanı kesinlikle severler çünkü kahve tadı gelmeyen çilekli tiramisu, mascarponeli çilek tatlısı gibi. Bizce Roma’nın En İyi Dondurması Via del Governo Vecchio Konum Roma’nın her sokağı çok güzel, hiçbir sokağa girip burada da hiçbir şey yokmuş demedim diyebilirim. Ama Via del Governo Vecchio’yu diğerlerinden ayıran bir özelliği var; o da Roma’nın en iyi dondurmacılarından sayılan Gelateria Frigidarium’un burada bulunması! Via del Governo Vecchio Konu dondurma olunca meyve tercihim olmadığı için; tiramisu, krema ve muzlu olmak üzere üç toplu koskocaman bir gelato yaptırdım. Özellikle krema ve tiramisu inanılmaz lezzetliydi. Roma’ya gidince, Frigidarium’da bu muhteşem dondurmayı yemeden ayrılmayın. Türkiye’de de gelato yiyebiliyorum demeyin, emin olun buradakilerin lezzeti farklı! Roma’da Makarna Alfredo, Via della Scrofa Konum Roma’da keyifli bir sokak olan Via della Scrofa’da Fettucini’nin doğum yeri olan Alfredo bulunuyor. Biz en son gecemizde Alfredo’ya gittik; burada klasik kremalı Alfredo fettunicisi’nden yedik, makarnanın lezzeti çok başarılıydı ama galeride de söylediğim gibi Alfredo bana hak ettiğinden ÇOK daha pahalı geldi. Roma’ya gitmişken turistik bir restoran olan Alfredo’ya gitmek istiyorsanız, sizi kesinlikle engellemek istemem ama bence bu lezzeti başka yerlerde de bulabilirsiniz aklınızda bulunsun. Eğer daha lokal bir yer tercih edecekseniz ki öyle yapın Roma’nın geceleri çok canlı olan bir bölgesinde bulunan Piazza del Fico’daki Da Francesco’da Ricottalı Ravioli yemenizi tavsiye ederim. Roma’da Konaklama _Roma’ya ilk defa gidiyorsanız, size tavsiyem Piazza Navona’nın oralarda bir yerde kalmanız. Çünkü burası şehirde gezeceğiniz tüm bölgelerin tam ortasında bulunuyor. Biz Piazza Navona’nın çok yakınında bulunan Hotel Navonada kaldık, burası gayet tatlı tipik bir Avrupa oteliydi. Her yere o kadar yakındı ki o kadar gezip tozmamıza rağmen havaalanı hariç hiçbir şekilde taksiye binmedik, her tarafa rahatça yürüdük. _Eğer Roma’ya ilk gidişiniz değilse ve illa tam merkezde kalmama gerek yok diyorsanız, daha çok Trastevere’ye yakın, lokal bir bölgede bulunan Hotel Villa San Pioyu kesinlikle öneririm. Muhteşem bir bahçesi, büyük odaları, kibar çalışanlarıyla burası fiyat/performans olarak Roma’nın başarılı otellerinden fikrimce. Kahvaltı edilen kış bahçesine ba-yı-la-cak-sı-nız! Villa San Pio hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Roma’da Havaalanından Merkeze Ulaşım Havaalanından şehir merkezine gitmek için üç adet alternatif bulunuyor. Birincisi, taksi. Biz taksiyi tercih etmedik çünkü fiks bir fiyat alıyorlar. İkincisi; Leonardo Da Vinci hızlı treniyle şehir merkezine gitmek. İki kişiyseniz mantıklı değil, çünkü bilet kişi başı 14 Euro. En mantıklısı Havaalanından Roma’nın merkezinde bulunan Terminal olan Termini’ye giden shuttle’lara binmek. Kişi başı 5 Euro ve 40 dakikada şehir merkezine ulaşıyorsunuz. Özellikle tatilinizin sonunda, yine terminiden havaalanına giderken dikkat etmeniz gereken, shuttle’ların saatleri ve nereye gittikleri. Biz dönerken yanlışlıkla yanlış shuttle’a binip, başka bir havaalanına gittik. Evet, bu oldu, şaka yapmıyorum! Bizim romantik ve her açıdan çok keyifli Roma tatilimiz böyle geçti, ortaya da böyle bir Roma rehberi çıktı işte… Bol yemekli, bol gezmeli, bol ara sokaklarda kaybolmalı. Siz siz olun en yakın zamanda bir Roma bileti alın ve havanın da düzeldiği Nisan aylarında bu güzel şehri her yönüyle gezin. Herkese sevgiler! İlginizi çekebilir Lousalome’den “Roma’da Ne Yenir Roma’da Denenmesi Gereken 10 Yemek”
Skip to content Menu İtalya İtalya’nın Bölgeleri Abruzzo Basilicata Calabria Campania Emilia-Romagna Friuli Venezia Giulia Lazio Liguria Lombardia Marche Piemonte Puglia Roma Sicilya Toskana Veneto İtalyan Kültürü İtalya Gezi Yazıları İtalya Önemli bilgiler İtalya Tarihi İtalyan Mutfağı İtalyanca Roma Tarihi Mitoloji Dünya Mitolojisi Aborijin Mitolojisi Afrika Mitolojisi Amerikan Yerlileri Mitolojisi Anglosakson Mitolojisi Çin Mitolojisi Fin Mitolojisi Güneydoğu Asya Mitolojisi Endonezya Mitolojisi Hint Mitolojisi İskandinav Mitolojisi Japon Mitolojisi Kafkasya Mitolojisi Kelt Mitolojisi Slav Mitolojisi Halkbilim Hristiyanlık İslam Ortadoğu Mitolojisi Mısır Mitolojisi Pers Mitolojisi Yahudi Mitolojisi Okültizm Roma Mitolojisi Türk Mitolojisi Yunan Mitolojisi İstanbul Bizans yapıları İstanbul kiliseleri Kişiler ve Olaylar Osmanlı yapıları İstanbul camileri Anıtlar Köşk ve Kasırlar İstanbul Sarayları İstanbul’un Semtleri İstanbul Cemaat ve Topluluklar Gezi Amerika Birleşik Devletleri Avrupa Gezilecek Yerler Almanya Belçika Büyük Britanya ve İrlanda Danimarka Fransa İspanya İsveç Norveç Portekiz Yunanistan Asya Çin Japonya Dünya Halkları Dünyanın muhteşem yerleri Pasifik Adaları Türkiye Yunanistan Tarihi 1. Dünya Savaşı 2. Dünya Savaşı 1938 1939 1940 1941 1942 1943 Karadeniz Karadeniz Kültürü Karadeniz ekoloji Karadeniz Tarihi Karadeniz Türkçesi Gezi Rehberi Söyleşi English Greek Mythology Kimdir?Özhan Öztürk İletişim – Contact YoutubeAbone Olun! Facebook GrubumKatılın! Instagram Twitter AraSite İçinde
Roma ’da Pizza İtalya deyince gözünüzde efsane pizzalar canlanıyor değil mi? Sıcacık erimiş peynirler, incecik hamur.. Hiç öyle değil bizce -ki birçok kişiye göre- de böyle. Pizzalar çok sıradan. Ama gidip de denememek olmaz. İşte size bir kaç mekan tavsiyesi… Alice Pizza Alice Pizza Gün içerisinde turistik yerleri gezerken Örn Vatikan ve Pantheon yakınlarında var kolaylıkla rastlayabileceğiniz, uygun fiyata soluklanabileceğiniz bir yer. Dilimi Euro’dan başlıyor. Peynirli, somonlu, patlıcanlı gibi bir sürü seçenek sunuyor. Aslında dilim başına fiyat yazıyor ama asıl fiyatı, sizin seçeceğiniz dilimin ağırlığı belirliyor. En güzeli ise ücretsiz wifi imkanı olması. Pizzeria da Baffetto Uzun Kuyruklu Baffetto Piazza Navona çevresinde Roma’nın meşhur pizzacısı Baffetto! İşte burası biraz farklı! Uzun kuyruğa giriyorsunuz, sıra beklerken menüden seçiminizi yapıyorsunuz ve sıra size geldiğinde kaç kisi olduğunuza göre yer ayarlanıyor. Şunu mutlaka belirtmeliyiz ki, sıra gerçekten çok uzun ve sıranın size gelmesi biraz zaman alıyor. Bu durumu bilmeden gitmek, sizi şok edebilir 🙂 Masanın boşluğuna göre başkalarıyla birlikte oturmak zorunda kalıyorsunuz. Biz fotoğrafta Ege’nin arkasında duran Koreli suratsız bir çiftle yemek zorunda kalmıştık, yine de keyifliydi Gördüğünüz gibi pizzanın hamuru klasik hamurdan farklı ve daha çok lahmacun hamuru farkı da seçtiğimiz pizzanın üzerine dan diye yumurta kırılmış olmasıydı. Ben 3 aylık hamile olarak bir çok şeyden tiksindiğim o dönemde, yumurtayı görünce büyük bir şok yaşamış ve o kısmı direk Ege’ye aktarmıştım Yine de denemeye değer bir lezzet ve atmosfer. Oraya kadar gitmişken mutlaka deneyin. Pinsere Roma Pinsere Roma Termini’ye yakın, küçük bir dükkan. Tamamen tavsiyeleri okuyarak gittiğimiz ama umduğumuzu bulamadığımız pizzacı. İnternet şifresini bilmeyen personellerle faaliyetini sürdürüyor 🙂 Pizzaları lezzetsiz değil, ama olağanüstü de bir tadı olduğu kesinlikle söylenemez. Eğer Termini civarında konaklıyorsanız, uygun fiyata karnınızı doyurabilirsiniz. Roma’da Dondurma Roma deyince yediğiniz tüm dondurmaları unutun! Biz bir dondurma aşığı olarak, dondurmalarını çok beğendik. Gerçekten de meşhur olacak kadar varmış. Cremeria Monteforte . Özellikle önerebileceğim tek dondurmacı Cremeria Monteforte. Pantheon yanındaki bu küçük dondurmacının dondurması muazzamdı. Dondurmayla benim kadar arası iyi olmayan Ege bile, her fırsatta çok beğendiğini anlatıyor. Biz özellikle mangolusuna bayıldık, tavsiye girdiğinizde kasanın yanında top başına fiyat listesini göreceksiniz. Ödemeyi yaptıktan sonra istediğiniz çeşit dondurmadan alabilirsiniz. Bir küçük tavsiye naneli dondurmayı denemeyi aklınızdan bile geçirmeyin gerçekten çok vasat Keyifli Seyahatler… Seyahat etmek bir tutkudur. Dünya’nın her yerine gidebilme arzusu… Çocuklu Seyahat ise, dünyayı daha renkli görebilmenin formülüdür 😉
Yazar Serhat ÇELEBİOĞLUKopenhag’da Ne Yenir? Nerede Yenir?Nyhavn-HeeringChristiana-Morgenstedet-Cafe Nemoland-Café månefiskerenStrøget CaddesiYazar Serhat ÇELEBİOĞLUKopenhag’da Ne Yenir, Nerede Yenir? kapsamında yaptığım geziler esnasında ayırdığım bütçe çerçevesinde şehrin değişik bölgelerinde değişik tatlar deneme imkanı şehri gidip gezdiğinizde aklınızda sadece gezdiğiniz gördüğünüz yerler değil aldığınız tatlar da kalıyor ama maalesef Kopenhag için bunu söylemek çok zor. Çünkü her şey çok ama çok de güzel bir menüleri olmaması sebebiyle hamburgeri bile A la Carte olarak gören bir anlayıştan bahsediyorum. Bu durum da halkı daha çok bilindik lezzetlere itmiş. Çok lüks olanlar hariç neredeyse tüm restoranlarda hamburger ve pizza hangi bir restoranda set menü bile alsanız genelde içecekleri dahil ciddi anlamda önemli. Yemek yapma alışkanlıkları olmaması ve çok zengin olmaları nedenleriyle restoranlar tam dolu olabiliyor. Mutlak rezervasyon Ne Yenir NyhavnGelelim fiyatlara, tek kelime ile korkunç. Burada yemek yerken itiraf edeyim 5 kere düşünmek gerekiyor. İşin ilginç tarafı akşam olup tüm restoranların ağzına kadar dolduğunu görünce bir Danimarkalı ile olan farkınızı ülkelerde sahne hep aynı. Ülkenin asli unsurları hep dışarıda yerken çalışan yabancılar ve bizim gibi sade gezginler ne yiyeceğini kara kara düşünüyor. Nasıl düşünmesin ki merkezin dışındaki bölgelerde bile bir bira ve basit bir hamburgerin fiyatı 100 TL 2018.Kopenhag’da Ne Yenir? Nerede Yenir?NyhavnKopenhag’da Ne Yenir, Nerede Yenir? kapsamında özellikle yemek istediğim yemek türü Heering. Heering’i yemeye karar verdiğim restoranın adı da Heering. Aslında itiraf etmek gerekirse burayı adından dolayı tercih ettim Nyhavn Limanı’ndaki en eski restoranlarından biri. Kopenhag için ise iyi seviyede bir restoran. Hollanda’dan da bildiğim ve sevdiğim çiğ balık Heering’i tekrar tatmak aynı adlı bu restorana nasip Ne Yenir? HeeringBen öğlen bölgede fotoğraf çekerken akşam için rezervasyon yaptırmıştım. Menüye göz gezdirince çorba, et yemeği ve tatlıdan oluşan basit bir menü ise en az 200 TL 2018 olduğunu Ne Yenir? HeeringYanında bir şey içerseniz 250 TL 2018. 3 kişilik bir aile iseniz 600-750 TL 2018. Ben bu hesapları yaparken tüm katların ağzına kadar dolu olması ise buranın pahalı mı olduğunu yoksa bizim ne kadar fakirleştiğimizi mi gösteriyor onu da size Ne Yenir? Heering TabağıGelen garson kıza buraya Heering yemek için geldiğimi bir de Carlsberg ya da Tuborg dışında yöresel bir bira denemek istediğimi söyledim. Kendi tavsiyesi üzerine gelen menüyü Heering’i 3 değişik şekilde ama tek tabak olarak veriyorlar. Tabakta bir Kızarmış Heering, bir Wasabili Heering, bir de Heering Salatası var. Ben de hepsini afiyetle yedim. Gördüğünüz bu kadar basit bir menüye 200 TL 2018 verip gelince eğer bir kere de olsa Nyhavn’da yemek yiyelim derseniz burayı tavsiye ederim. İçeride ki ortam da gayet nezih ve Ne Yenir, Nerede Yenir? kapsamında ikinci deneme yaptığım yer fotoğraf çekilmesine sıcak bakılmayan Christiania Christiania’da ana cadde üzerinde son derece basit bir mutfağı olan ancak 20 yıllık tecrübesi ile şehirde nam salmış bir yer. En önemli özelliği vejetaryen mutfağı olması. Bir diğer özelliği ise kullanılan tüm malzemelerin organik olması ve Christiania’da yetişmiş Ne Yenir? MorgenstedetBen burada Zeytinli Kızarmış Kereviz Kökü ve patates püresi yedim ancak dediğim gibi fotoğraf çekimine sıcak bakılmadığı için sizlere nasıl bir şey olduğunu şehre göre makul olduğunu söyleyebilirim. Salata ile birlikte alacağınız iki tabak yemeğe yaklaşık olarak 80 TL 2018 NemolandCafe Nemoland yemek içmek için çok iyi bir alternatif. Burası gezegenler arası bir istasyon gibi her ülkeden her dilden insan var. Belki güleceksiniz ama inanın şehirde bu fiyata daha ucuzunu NemolandÜstelik içtiğiniz bira da burada üretilen bir bira Christiania Beer. A la Carte menü olarak yediğim bir hamburger ve bir biraya 100 TL 2018 ödedim ve haykırarak canım ülkem diye bağırmak istedim. Çaktırmadan karşıya doğru hızlıca bir fotoğraf hafta içi gece yarısına, hafta sonu 0300’a kadar açık. Yemeğinizi yedikten sonra mutlaka hemen arka tarafındaki tümseğe çıkın. Kanal manzarasında oturanları göreceksiniz. Çok güzel bir månefiskerenSıcak ya da soğuk bir şeyler içmek ve eğlenmek isterseniz Pusher Street üzerinde eski fabrikanın altında bulunan Café Månefiskereni tavsiye Ne Yenir Café månefiskerenMaalesef burada içeride resim çekme cesaretini gösteremedim ancak giderseniz seveceğinizden CaddesiKopenhag’da Ne Yenir, Nerede Yenir? kapsamında üçüncü deneme yaptığım yer Strøget Caddesi oldu. Gittiğim yerlerde genel olarak fast food değil daha fazla ödeyip yöresel yemek yemeği tercih ederim. Ancak zengin ülkelerde maalesef istemeseniz de fast food yemek zorunda Caddesi DürümcüKopenhag’da fast food tercih eder misiniz bilmiyorum ama Strøget Caddesi üzerinde en az 5 tane kebapçı var. İki tanesini Türkler işletiyor. Gördüğünüz gibi isterseniz tavuk döner dürüm olarak da satılıyor. Fiyatı 40 TL 2018. Et döner yemek isterseniz gobit döner 70 TL 2018.Hayır ben hamburger yemek istiyorum derseniz aynı caddenin başında ulunan Burger King’de bir Whooper menü 50 TL 2018. Hemen yanındaki Hard Rock Cafe’de bir bifteğin 200 TL, bir hamburgerin 120 TL olduğu düşünüldüğünde oldukça makul geliyor tabii ki…Kopenhag ile ilgili diğer yazılarımız için Kopenhag Gezi Rehberine bakmayı unutmayın. Sağlıcakla Kalın.
roma da ne yenir 2018