🌖 Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş Sözleri
LaleMüldüɾ, (d. 1956, Aydın) Tüɾk şaiɾ ve yazaɾ. Liseyi Robeɾt Kolej'de bitiɾdi. Şiiɾ buɾsu alaɾak İtalya'ya Floɾansa'ya gitti. Tüɾkiye'ye dönüşünde biɾeɾ yıl Oɾta Doğu Teknik Üniveɾsitesi Elektɾonik ve Ekonomi bölümleɾine devam etti. 1977'de İngilteɾe'ye gideɾek Manchesteɾ Üniveɾsitesi Ekonomi Bölümü
ÇingizHan kendisinden yaklaşık 6 ay önce vefat eden oğlu Cuci için rivayete göre şöyle bir Türkçe şiir okumuş : Kulun algan kulunday kulunumdan ayrıldım Ayrılışkan ankuday er ulumdan ayrıldım. (Kendi yavrusunu kaybeden kulan gibi yavrumdan ayrıldım ; her tarafa dağılan ördek sürüsü gibi kahraman oğlumdan ayrıldım.)
Birkendi gibi zalimi sevmiş yanıyormu ş Duymadım aşk denen tatlı sözleri Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuş
HorGörme Sözleri. NERDE BOYNU BÜKÜK BİR GARİP GÖRSEN. HOR GÖRME KİMBİLİR NE DERDİ VARDIR. O GARİP HALİNDE NE SIRLAR GİZLİ. ONU BU HALLERE BİR KOYAN VARDIR. BELKİ BENİM GİBİ BİR SEVDİĞİ VARDIR. MADEM YAŞAMAYA GELDİK DÜNYAYA. BENİMDE HERŞEYDE BİR HAKKIM VARDIR. SEVMİYORSAN HOR GÖRME BARİ.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor sonra ağlıyor akşamları küsüyor geceleri çok seviyorum. Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
BirKomünistle Evlendim İncelemesi - Şahsi Yorumlar. Bir Komünistle Evlendim PDF indirme linki var mı? Philip Roth - Bir Komünistle Evlendim kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bir Komünistle Evlendim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır.
Gönül Bir Güzeli Sevmiş Ayrılmaz Albümü (Türkünün Bulunduğu Albümler) → Yazdır ile ilgili diğer türküler → Aslıma Karışıp Toprak Olunca → Aşkın Beni Elden Ele Gezdirdi → Beş Günlük Dünyada → Bir Kökte Uzamış Sarmaşık Gibi → Dostlar Beni Hatırlasın → Gizlendi (U.H.) → Gönül Bir Güzeli
Güneş gibi ol şefkatte merhamette. Gece gibi ol ayıpları örtmekte. Akarsu gibi ol keremde cömertlikte. Toprak gibi ol tevazuda mahviyette. Deniz gibi ol hoşgörüde. Ölü gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol. Gönderen birblog zaman: 00:31 Hiç yorum yok:
Boşver kardeş, nasılsa senden sonrakine de seni seviyorum diyecek. Dilsizin duası gibi, yürekten istemiştim seni. Aldığım nefes bile bazen omuzlarıma yük olurken sana hep gülen yüzümle geldim. Gizli yarası olanın gözyaşı da gizlidir. Her susanı dertsiz her güleni gamsız sanmayın.
Takip et. Musıki Dergahı ®. Bir kendi gibi zâlimi sevmiş yanıyormuş. Duydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş. Kalbim gibi feryâd ediyor sızlanıyormuş. Duydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş. Beste: Lemî Atlı. Güfte: Yaşar Şâdi Bey. Makam: Kürdîlihicazkâr.
Kalpte açan bir gül gibi. Sevmiş seni güya deli gibi. Yalancının biriydin. Sen hiç ama hiç değişmedin. [Ön Nakarat] Dün gibi hatırlarım. Saçlarının rengini. Cenneti bana sorsalar
Yalnız anlarda, yalnız olmadığını bilmektir "dostluk". Dostluk sessizliği yaşayıp saatlerce sıkılmamaktır. Kötü anlarda bile avutan, dinleyen, güldürendir. Dostluk gece yarısı arayıp, hiç üşenmeden acılabilmektir, acıda mutlulukta sığınılacak en sıcak limandır. Dostluk sevgiden kaygı duymadan, vefaya sadık olmaktır.
SayS. Ada Sahillerinde Bekliyorum Ada sahillerinde bekliyorumHer zaman yollarını gözlüyorumYârim seni seviyor istiyorumBeni şâd et Şadiye’m başın içinNerede o mis gibi leylaklarSararıp solmak üzere yapraklarBana mesken olunca topraklarBeni şad et Şadiye’m başın için Neşeli ortamlarda hep el çırparak söylenen bu türküde aslında Suat Bey ve Şadiye Hanım’ın hüzünlü aşkı anlatılır. Şadiye zengin bir ailenin kızıdır. Suat ise fakir bir gençtir. Kader ikisini bir yaz Ada’da buluşturur ve birbirlerine aşık olurlar. Fakat babası, kızını Suat’a vermek istemez. Kış geldiğinde Şadiye ve ailesi Ada’dan ayrılır. Suat ise Ada’da kalır ve sahilde hep Şadiye’nin ona geleceği günü bekler. Bu arada mektuplarla haberleşmeye devam ederler. Fırtınalı bir akşam Suat bu özleme dayanamaz ve kendini denizin azgın sularına bırakır. Ertesi sabah fırtına nedeni ile gelemeyen tekneden Suat’a bir mektup gelir. Bu Şadiye’nin mektubudur. Mektupta Şadiye “Suat, babamı nihayet evlenmemize ikna ettim, gelip beni ailemden isteyebilirsiniz.” yazıyordur. Bir Bahar Akşamı Rastladım Size Bir bahar akşamı rastladım sizeSevinçli bir telaş içindeydinizDerinden bakınca gözlerinizeNeden başınızı öne eğdiniz? İçimde uyanan eski bir arzuDedi ki yıllardır aradığın buŞimdi soruyorum büküp boynumuDaha önceleri neredeydiniz? Şarkının hikayesini güfte yazarı Fuat Edip Baskı şöyle dile getirmektedir. ” Gençlik yıllarım. Yaş Cahit Sıtkı’nın mim koyduğu 35. Bekarım. Bir gün efkar dağıtmak için sinemaya gittim. Tam oturacaktım ki arkamda iç gıcıklayıcı bir hareket ve fısıltı hissettim. Arkama döndüğümde genç kızlardan biri telaşla bana bakıyordu. Göz göze geliverdik birden. Kız mahcup bir biçimde başını öne eğdi. İşte hepsi o kadar. Adını bilmem, sanını bilmem. Şimdi kalk ta ona sen’ diye hitap et bakalım. ” Beste Selahattin Pınar. Gençliğe Veda Elveda, elveda gençliğim, elveda, ey hatıralarElveda mesut günlerim, ümit dolu sayfalar. Yine mevsimler dönecek, yine yapraklar düşecekGiden gençliğimiz geri gelmeyecek. Ellerim semaya doğru yalvardım yıllarcaDursun zaman dönmesin mevsimler Tanrım, tanrım, bana ümit ver, heyhat…Elveda, elveda, elveda ah, elveda. Yıldırım Gürses bir akşam geç vakit evine dönerken sokakta yaşayan yaşlı bir adama rastlar. Üstünde kendisini ısıtacak bir giysisi bile bulunmayan bu yaşlı adam çöplerden yaktığı ateşle ısınmaya çalışmaktadır. Yaşlı adamın yüzündeki çizgileri o an savrulan bir çınar yaprağındaki çizgilere benzeten sanatçı gençliğin insanın elinden nasıl da hızla kayıp gittiğini ve zamanın asla geri gelmeyecek bir kıymet olduğunu fark eder. İşte bu duygularla bu dizeleri yazar ve daha sonra da besteler. Ağlar Gezerim Sahili Ağlar gezerim sahili sanki benimlesinAy’da yüzün geceyi öpen sularda sesinBilmek istemem, şimdi nerede nasıl kiminlesinDünya gözümde değil, çünkü sen gönlümdesin Selim Aru her sabah Samatya sahilinde yürüyüşe çıkar ve bu yürüyüşler sırasında karşılaştığı çok güzel bir genç kız dikkatini çeker. Önceleri tazeliğine hayran olduğu bu kız daha sonraları hayallerini süslemeye başlar. Günler akıp giderken bir delikanlı belirir kızın yanında. Selim Aru bu delikanlıyı için için kıskanır. Yanlarından geçerken Rumca konuştuklarını ve kızın adının Eleni olduğunu öğrenir. Selim Aru buna rağmen her gün kızı görebilmek için sahildeki yürüyüşlerine devam eder ama bir süre sonra artık Eleni görünmez. Bir gün, bir hafta, bir geçer. Kızı görebilmek için her gün sahile gider ama nafile, artık o güzel kız yoktur. Beste Alâeddin Yavaşça Ben Gamlı Hazan Ben gamlı hazan sense bahar dinle de vazgeçSen kendine kendin gibi bir taze bahar seçOlmaz meleğim böyle bir aşk bende vakit geçSen kendine kendin gibi bir taze bahar seç Şarkının bestecisi Melahat Pars, söz yazarı Sıtkı Angınbaş’tan musîki dersleri almaktadır. Birlikte geçirdikleri vakitler arttıkça Melahat Hanım’ın gönlü Sıtkı Bey’e doğru engellenemez biçimde kayar. Bir müddet sonra hocası bu ilginin farkına varır. Ancak aralarında büyük yaş farkı vardır. Sıtkı Bey bu aşkın imkansızlığını daha sonra Melahat Pars’ın bestelediği dizelerle dile getirir. Unutturamaz Seni Hiçbir Şey Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da benHer yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesemBir sisli hazan kesilir ruhum eğer görmezsemHer yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem Müzehher Özerinç ile Ekrem Güyer Ankara Radyosu’nda çalışırken tanışırlar. Arkadaşlıkları önce aşka, sonra da evliliğe dönüşür. Ekrem Güyer bir gün udunun tellerine vururken sadece sevdiği kadını düşünür ve onun için bu besteyi hazırlar. Unutmadım Seni Ben Unutmadım seni ben unutmadım,Her zaman kalbimdesinAylar, yıllar geçti, söyle sen neredesinAnlaşıldı, sen geri dönülmeyen yerdesinUnutmadım, unutamadım seni ben,Her zaman bendesin Müzehher Güyer ve Ekrem Güyer’in birlikteliği ne yazık ki çok uzun sürmez. Geçirdiği mide kanaması sonunda Ekrem Güyer hayata gözlerini yumar. Müzehher oğlu Metin ile yalnız kalmıştır. Ayaklarının üstünde durmaya çalışır ama sevdiği eşini unutamaz. Günlerden bir gün Müzehher Hanım radyo evinin koridorunda elinde bir kâğıtla beklerken bestekâr Şekip Ayhan Özışık ile karşılaşır. Elindeki kâğıtta o unutulmayan ve unutulmayacak aşkının güftesi vardır. Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuşDuydum ki beni şimdi vefasız anıyormuşKalbim gibi feryat ediyor sızlanıyormuşDuydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş Üç evlilik yaşayan ve bu evliliklerinde hiç mutlu olmayan Lemi Atlı, üçüncü eşinin kendisini terk edip gitmesinden sonra çok acı çeker ve eşinin evlendiği kişi ile mutlu olmadığını duyunca da bu şarkıyı besteler. Nereden Sevdim O Zâlim Kadını Nereden sevdim o zalim kadınıBana zehretti hayatın tadınıSormayın söylemem asla adınıBana zehretti hayatın tadını Bir bahar akşamı İstanbul Kuşdili çayırında Hafız Burhan konserinde rastlaştılar Selahattin Pınar ile tiyatro sanatçısı Afife Jale. İkisi de 25 yaşındadır. Çok severler birbirlerini ve evlenirler. Ancak Afife önceleri tedavi olmak için başladığı morfine alışmıştır. Bu kötü alışkanlığından kurtulması için çok mücadele ederler ama olmaz. Afife’nin ısrarı ile ayrılırlar sonunda ve ikisi için de kötü günler başlar. Afife Jale 39 yaşında yoksul ve kimsesiz hayata veda ederken Selahattin Pınar da acılar içinde yaşayacaktır. Aylar Geçiyor Sen Bana Hâlâ Geleceksin Aylar geçiyor sen bana hala geleceksinYetmez mi bu hasret daha yıllarca mı sürsünHülyalarımın membaı bir taze çiçeksinBekletme yazık sen de solar sen de çürürsün Atıfet Hanım Taksim’de bulunan Panorama Gazinosu’nda kadınlar matinesine gider. O gün Selahattin Pınar da tambur ile Münir Nurettin Selçuk’a eşlik etmektedir. Selahattin Pınar, Atıfet Hanım ile göz göze gelir ve hayran olur. Üstat yıldırım aşka tutulmuş olacak ki Atıfet hanıma hemen o gün evlenme teklif eder. Arkadaşlıklarının ilerlemesine rağmen, Selahattin Pınar’ın 37, Atıfet Hanımın ise 19 yaşında olması nedeniyle kızın ailesi evlenmelerine razı olmaz. Bunun üzerine Selahattin Pınar Burhan Bey’in şiirini Rast makamında besteleyerek Atıfet Hanım’a gönderir. Bu şarkıyı dinleyen Atıfet Hanım bohçasını topladığı gibi Selâhattin Pınar’a kaçar. Evlenirler ve Selâhattin Pınar ölene kadar beraber yaşarlar. Kimseyi Böyle Perişan Etme Allah’ım Yeter Kimseyi böyle perişan etme Allah’ım tutmaz, bir ümit yok, gelmiyor hiçbir haberAğlamaktan gözlerim etrafı artık görmüyorHazreti Yakup’a döndürdü beni hükmü kader Zamanın en tanınmış ruh doktoru olan Rahmi Duman’ın 15 yaşındaki oğlu 12 Mart olayına neden olan o karışık günlerde yasa dışı bir örgüt tarafından fidye için kaçırılır. Rahmi Duman parayı zorlukla denkleştirir, fidyeyi öder ve oğlunu kurtarır. Oğlunun rehin tutulduğu günlerde bir baba olarak yaşadığı kaygı ve acıyı ifade ettiği güfteyi bestekar Alaeddin Yavaşça’ya bestelemesi için verir ve ortaya bir babanın evlat sevgisini, hasretini ve acısını çok dokunaklı biçimde anlatan bir şarkı çıkar. Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın Aşk ve ayrılık denince akla ilk gelen şairlerdendir Ümit Yaşar Oğuzcan. Melankoli dolu ruhu ve bunları satırlara döktüğü şiirleriyle tanınan Oğuzcan’ın yapıtlarında aslında yaşadıklarının etkisi çok büyüktür. Çünkü Oğuzcan, 24 kez intihar etmeye teşebbüs edecek kadar karamsar bir ruh haline sahiptir. Baba Oğuzcan’ın bu hayatı büyük oğlu Vedat Oğuzcan’ı olumsuz yönde etkiler. Babasının hayata bakış açısı Vedat Oğuzcan’ın da aklında intihar fikrini getirir. Babasının başarısız intihar girişimlerinin aksine, Vedat Oğuzcan ilk girişiminde Galata Kulesi’nden atlar ve 17 yaşında hayatını kaybeder. Hayatını şiirlerine yansıtan yazar bu acısını da yine dizelere dökerek yenmeye çalışır. Beste Münir Nurettin Selçuk Körfezdeki Dalgın Suya Bir Bak Göreceksin Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksinGeçmiş gecelerden biri durmakta derindeMehtâb iri güller ve senin en güzel aksinVelhasıl o rûya duruyor yerli yerinde Yahya Kemal, ünlü şair Nazım Hikmet’in annesi ressam Celile Hanımla büyük aşk yaşamış, ancak hem Nazım’ın karşı çıkması hem de şairin evlenmek istememesi nedeniyle Celile Hanım, Yahya Kemal’i ve İstanbul’u terk ederek Avrupa’ya gitmiştir. Şairin bu dizeleri Celile Hanım’ın hasretiyle yazdığı söylenir. Beste Osman Nihat Akın Olmaz İlaç Sine-i Sad Pareme Olmaz ilaç sine-i sad paremeÇare bulunmaz bilirim yaremeBaksa tabiban-ı cihan çaremeÇare bulunmaz bilirim yareme Kastediyor tir-i müjen canımaGözleri en son girecek kanımaŞerh edemem halimi cananımaÇare bulunmaz bilirim yareme Çok iyi bir müzik adamı olan Hacı Arif Bey padişah Abdülmecit zamanında saraydaki cariyelere müzik dersi vermektedir. Cariyelerden Zülf-i Nigâr isimli Çerkez güzeline gönlünü kaptırır ve dedikoduların ayyuka çıkması üzerine padişahın fermanıyla evlenirler. İlk çocuklarının doğumundan sonra ağır bir hastalığa yakalanan karısının acısıyla da bu şarkıyı besteler Hacı Arif Bey. Makber Her yer karanlık pür nur o mevkimağrip mi yoksa makber mi ya RabYa habgah-ı dilber mi ya RabRüya değil bu, ayniyle vaki Kabri çiçekten bir türbe olmuşDönmüş o türbe bir hacle-gaheBir hacle-gahe dönmüşse türbenAç koynunu aç maşukanım ben Makber Abdülhak Hamit’in ilk eşinin ölümünün ardından yazdığı mersiye tarzındaki şiirinin adıdır. Bu şarkının sözleri ise yine Abdülhak Hamit’in yazdığı bir oyundan alıntıdır. Abdülhak Hamit Bombay’da görevliyken verem olan ilk eşi Fatma Hanımın hastalığının artması üzerine İstanbul’a dönmek üzere yola çıkar. Ama eşi kurtulamaz ve Beyrut’ta ölür. Eşini orada toprağa veren şair yasa boğulur. Altı ay boyunca karanlık bir bodrum katında yaşar. Altı ay sonra o bodrum katından çıktığında Gülhane Parkı’na gidip ahaliye Makber şiirini okur. Gamzedeyim Deva BulmamTatyos Efendi bir akşam Beyoğlu’nda iki yakın dostu Ahmet Rasim Bey ve gazinodan arkadaşı kemençeci Vasili meşk yapıyor. Tatyos Efendi’nin meşki Ehl-i aşkın neşvegah-ı kuşe-i meyhanedir’ ile başlamış, Bilsen ne bela geçti şu biçare serimden’ semaisiyle devam etmiş. Tatyos Efendi gece boyunca kemanı elinden hiç bırakmamış, Mani oluyor halimi takrire hicabım’ gibi içli şarkıları peş peşe döktürmüş. Gece sona ererken meyhanede birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamış. Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış, sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıya giriş yapmış. Gam-zedeyim deva bulmam / Garibim bir yuva kurmam / Kaderimdir hep çektiren / İnlerim hiç reha bulmam / Elem beni terk etmiyor / Hiç de fasıla vermiyor / Nihayetsiz bu takibe / Doğrusu takat kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlar, meyhane de kalanlar da gözyaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışırlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hanende ne sazende kalıyor. Kalamış Yok Başka yerin Lütfu Ne Yazdan Ne de Kıştan Münir Nurettin Selçuk dostu Behçet Kemal Çağlar’dan içinde Kalamış ismi geçen bir şiir yazmasını ister. Bir türlü şiire başlayamayan şairi heyecanlandırmak için “Bir akşamüstü gel de seni sandalla Kalamış’ta gezdireyim” der. Ilık bir yaz akşamı Münir Nurettin Selçuk’un daveti üzerine Kalamış’taki Kulüp’e giden Behçet Kemal Çağlar kulübün kapalı olduğunu görür ama ısrarla kapıyı çalınca kapı açılır. Behçet Kemal Çağlar’ın anlatımıyla, “Münir Bey’in yanında bir afet var ki, kadın karada, denizi gözlerinde gezdiriyor. Üçümüz sandalla denize açıldık. Münir Bey kürek çekiyor, ben şiir yazıyorum, kadın geriniyor, sularla oynuyor, çıldırtıyordu beni velhâsıl. Birden kadın “Behçet Bey, şiir ilerliyor mu?” demez mi. Fırsatı hemen kullandım “İlerliyor hanımefendi, son yazdığım satırları size okuyayım “Gündüz koya sen gel, gece gelsin aya növbet. Emret güzelim istediğin şarkıyı emret”. Kadın “Ne dediğini anladım” der gibi yüzüme bakarken kahkahalar atıyordu. Münir Bey şiiri çok beğenmişti. “Çok güzel madem iki satırını okudun, öteki satırları da dinleyemez miyiz? Tamamlanmamış şiir okunmaz, ama madem şiiri sizin için yazıyorum, derken kadına erkekçe bakıyordum, o da bana denizleşen gözleri ile bir şeyler mırıldanıyordu. Şiiri baştan sona okudum. Yok başka yerin lütfu ne yazdan ne kıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Gündüz koya sen gel, gece gelsin aya növbet Emret güzelim istediğin şarkıyı emret İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar Sarsın bizi akşam rengi dumanlar Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan Sandal sefası yaptığımız gecenin anısını hatırlatan bu güfteyi Münir Nurettin Selçuk Nihavent makamında bestelemiştir. Ah Nideyim Sahn-ı Çemen Seyrini Cananım Yok Bu şarkının söz yazarı ve bestecisi Padişah Üçüncü Selim zamanında Sarayda musikişinaslık yapan Sadullah Ağa’dır. Sadullah Ağa haremde cariyelere musiki dersi vermekle görevlidir. Bu arada Padişahın gözdelerinden birine aşık olur. Bunu duyan Padişah vezirine Sadullah Ağanın idam edilmesini emreder. Sadullah Ağayı çok seven vezir onu idam ettirmeyip Sarayın bir odasına hapseder. Sadullah Ağa hapis yatarken bu şarkıyı yazar ve besteler. Bir meşk sırasında bu şarkı Padişaha dinletilir. Şarkıyı ilk kez duyan ve çok beğenen Padişah söz yazarı ve bestecisinin Sadullah Ağa olduğunu öğrenince vezirine ” Böyle değerli bir bestekarı nasıl öldürttüm ” diyerek üzüntüsünü bildirir. Vezir, “Padişahım, ben Sadullah Ağayı idam ettirmedim, hapsettirdim” der. Bunun üzerine padişah “Hemen Sadullah Ağayı huzura getirin” diye emreder. Sadullah Ağa huzura getirilir. Bu arada gözdesi de Padişahın yanındadır. Padişah orada Sadullah Ağa ile gözdesini evlendirir. Ah nideyim sahn-ı çemen seyrini cânânım yok / Ah bir yanımca salınır serv-i hırâmânım yok / Yâr yâr kurbanın olam yâr / Dost dost hayranın olam dost / Yel lel li ye le la ömrüm ye le la te re li ye le la la mirim te re la li / Ah bir yanımca salınır serv-i hırâmânım yok Zeytin Gözlüm Sana Meylim Nedendir Hikayeyi bilmeyenler şarkının zeytin gözlü bir sevgiliye hitap ettiğini sanır. Oysa ardında yürek burkan, göz yaşı döktüren bir hikaye vardır. Hüceste hanım iyi bir ailede yetişmiş, edebiyata meraklı bir kişidir. Duygularını mısralara dökmeyi sever. Hayata son derece bağlı olan Hüceste Hanım gün gelir tüberküloza yakalanır. Tedavi için Heybeliada Sanatoryumu’na yatar. Doktoru Ömer Münif’tir. İki hisseden kalbin, iki duygu insanının, doktor hasta ilişkisi zamanla aşka dönüşür ve bu aşk evlilikle sonuçlanır. Çok mutludurlar. Mutluluk bir süre sonra Mehmet’in doğumuyla taçlanır. Mehmet büyür ve aile onun geleceğini düşünmeye başlar. Her ana baba gibi onlar da Mehmet’in iyi yetişmesini istemektedirler. İmkanları da vardır ve hasreti yüreklerinde saklamaya söz vererek Mehmet’i Avrupa’ya gönderirler. Mehmet Avrupa’ya gider gitmesine de hasretin bitmesini, Mehmet’in dönmesini bekleyen aile, hasretin yanına hayal kırıklığının da eklenmesiyle, derinden sarsılır. Mehmet okulu bitirir ama dönmez anasına, babasına. İsviçre’ye yerleşir. Şair ana yüreği burkularak oğlu için bir şiir yazar Zeytin gözlüm sana meylim nedendir Bu sevmenin kabahati kimdedir Gül olmuşsun dikenlerin bendedir. Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne Şarkıları düşürürüm peşine Zeytin gözlüm özlem ektim yollara. Rast gelirsen halimi sor onlara. Gülkurusu akşamlar senden yana. Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne Şarkıları düşürürüm peşine. Bir Sabah Bakacaksın ki Bir Tanem Ben yokum Tüberkülozu yenen Hüceste Hanım kadere yenilmiştir. Eşini de kaybeder bir süre sonra. Yalnız kalır ve hayatını bakım evinde geçirmeye başlar. Hasreti ve ümidi hala yüreğinde duyan Hüceste Hanım bir süre sonra çaresiz bir hastalığı yakalanır. Mehmet’in hiç olmazsa cenazesine geleceğini umar. Ölmeden önce “Bunu cenazemde Mehmet’e verin” diye bir mektup bırakır arkadaşlarına. Ölmeden önce şöyle seslenmektedir gurbetteki oğluna. Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum / Dünyayı sana bırakıyorum / Söz aldım saatlerden bir tanem sana koşacaklar / Söz aldım gecelerden seni uyutacaklar / Şarkılardan söz aldım hatırlatacaklar / Gözlerimdeki son yağmurlar pencerende beni anlatacaklar sana bir bir / İleride belki bir gün buğday misali düştüğüm yerde, belki bir dikenin dibindeyimdir çaresiz kim bilir nerelerde / Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum / Dünyayı sana bırakıyorum / İçli ölümsüzleştirmek ister Hüceste Hanımı. Alır o sözleri ve Hüseyni Makamında besteler. İnci Çayırlı ile birlikte katılırlar cenazeye. Bir ricası vardır İnci Çayırlı’dan. ”Bunu Hüceste’nin mezarı başında oku” der. Defin işlemleri tamamlanır, herkes dağılır, İnci Çayırlı oturur mezarın başına ve o anaya seslenir, “Zeytin gözlüm, sana meylim nedendir?” ve “Bir sabah bakacaksın ki bir tanem; ben yokum.” Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer Yok Şarkının hikayesini bestecisi Alaeddin Yavaşça’nın ağzından öğrenelim. “ Bir gün Faruk Nafiz Çamlıbel muayenehaneme geldi. O zamanların çok meşhur doktoru İsmail Gürkan’dan karısı için randevu almamı rica etti. Randevuyu aldım ve birlikte hocaya gittik. Hoca eşini muayene etti ve bana kadının çok ilerlemiş bir kanser hastası olduğunu, tıbbi olarak yapacak bir şeyin bulunmadığını, yapılacak şeyin geri kalan ömrünü ağrısız geçirmekten ibaret olduğunu söyledi. Sonucu Çamlıbel’e zar zor söyleyince çok üzüldü, adeta yıkıldı. Bir süre sonra eşi vefat etti. Haftalar sonra bana geldiğinde çok üzüntülü idi. Cebinden bir kağıt çıkarıp yazdığı şiiri bestelememi istedi.” Artık Bu Solan Bahçede Bülbüllere Yer yok/ Bir Yer ki Sevenler Sevilenlerden Eser Yok/ Bezminde Kadeh Kırdığımız Sevgililer Yok/Bir Yer ki Sevenler Sevilenlerden Eser Yok/ Gecenin Matemini Aşkıma Örtüp Sarayım Ünlü besteci Selahattin Pınar dönemin ünlü bir kadın sanatçısına aşık olur. Babası bu birlikteliği uygun görmez. Aralarında bu nedenle kavga çıkar. Selahattin Pınar babasına küser ve kapıyı vurup evden çıkar. Bir süre sonra eve geri döndüğünde babasının vefat ettiğini öğrenir. Bunun üzerine arkadaşı Mustafa Nafiz Irmak’a bir şarkı sözü yazmasını ister ve bu eser ortaya çıkar. Gecenin Matemini Aşkıma Örtüp Sarayım/ Gittin Artık Seni Ben Nerde Bulup Yalvarayım/ Şimdi Ben Tıpkı Şifasız Bir Yarayım/ Gittin Artık seni Ben Nerede Bulup Yalvarayım/ Baharı beklerken Ömrüm Kış Oldu Hüseyin Öğretmen Artvin’de kendisini sevdirmiş, gurbette olmasına rağmen derin dostluklar kurmuştu. Ev sahibi aynı zamanda yakın dostu olan bey artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırmıştı. İki genç birbirlerini beğenmiş ve evlenmeye karar vermişlerdi. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi. Ailesi bu durumdan hiç memnun olmamıştı. Kendilerinin de bir gelin adayı olduğu için bu evliliğe şiddetle karşı çıktılar. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Fakat bir türlü istenmeyen bu evlilik Hüseyin ile Melahat arasında huzursuzluğa yol açtı. Uzun yıllar Almanya’da bulunan Sami Derintuna Türkiye’ye ağabeyini ziyarete gelmişti. Ağabeyine nasıl olduğunu sorunca ağzından şu kelimeler çıktı.” Sami’ciğim yorgunum, vefasız dostlarıma, yıllarıma dargınım”. Sami Derintuna Almanya’ya dönerken ağabeyine “ İyileşeceksin, merak etme” dedi. Ancak yengesinden ağabeyinin amansız hastalığını öğrendi ve bunun üzerine Selçuk Tekay ile birlikte bu şarkıyı besteledi. Baharı beklerken ömrüm kış olduGözümde her zaman biraz yaş olduEn güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artıkVefasız yıllara dargınım artıkTutmadı ellerim sıcak elleriDuymadım aşk denen tatlı sözleriTaşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artıkVefasız yıllara dargınım artıkİçimde ateşler söndü kül olduAşk bahçem kurudu sanki çöl olduYar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artıkVefasız yıllara dargınım artıkTutmadı ellerim sıcak elleriDuymadım aşk denen tatlı sözleriTaşıdım ömrümce acı izleri Yorgunum dostlarım, yorgunum artıkVefasız yıllara dargınım artık Ayrılık Rüzgarı Gönlüme Doluyor Besteci Kamuran Beyin arkadaşı askerdi ve Almanya’da tanıştığı bir Alman kızına aşık olmuştu. Kısa sürede arkadaşları ilerleyerek evlenmeye karar verirler. Kamuran Beyin arkadaşı Almanya’da sevdiği kızın yanında yaşamak için mesleğinden ayrılmayı bile göze alır. Sevdiğinden söz alarak kısa süre sonra geri dönmek üzere Türkiye’ye gider. Ancak ailesi Müslüman biri ile evlenmesini istemedikleri kızlarını ikna etmeyi başarırlar ve bir Alman ile evlendirirler. Her şeyden habersiz sevdiği ile evlenmek için Almanya’ya dönen genç gerçeği öğrenince yıkılır. Kamuran Yarkın arkadaşının bu hüzünlü aşk hikayesinden esinlenerek bu şiiri yazar ve besteler. Ayrılık rüzgârı gönlüme doluyor / Vuslatın çiçeği açmadan soluyor / Elveda güzelim beni bekleme / Gidiyorum diye gözyaşı dökme / Sevgiler ümitler hep hayal oldu / Aşkımız heyhat bir masal oldu / Nerde hatıralar aşk dolu sözler / Sevdiğim taptığım o yeşil gözler / Elveda güzelim beni bekleme / Gidiyorum diye gözyaşı dökme / Sevgiler ümitler hep hayal oldu / Aşkımız heyhat bir masal oldu / Bir serap gibidir şimdi hatıralar / Ayrılık şarkısı söylüyor rüzgar / Elveda güzelim beni bekleme / Gidiyorum diye gözyaşı dökme / Sevgiler ümitler hep hayal oldu / Aşkımız heyhat bir masal oldu Dil Harab-ı Aşkınım Osman Sabuncu Diş Hekimliği Fakültesinde öğrenci iken Hamiyet Yüceses’in her konserine gider ve en önde oturup izlermiş. Sonunda ona ve sesine aşık olmuş. Bir konserinde dayanamamış ve bu şarkıyı söylemesi için bir kağıda yazıp şarkıcıya iletmiş. Hamiyet Yüceses şarkısını okuyunca Osman Sabuncu çok memnun olmuş ve teşekkür etmek için elinde bir buket çiçekle kulise gitmiş. O esnada kendisini çok sevdiğini ve evlenmek istediğini sanatçıya söylemiş. Önceleri sanatçı bu teklifi hayranının geçici bir hevesi sanıp önce okulunu bitirmesini, ancak ondan sonra bu teklifi kabul edeceğini söylemiş. Genç doktor adayı bu teklifi gerçek sanıp okulu bitirdiğinde evlenme teklif etmiş. Hamiyet Yüceses de verdiği sözü tutarak teklifi kabul etmiş ve evlenmişler. Evlilikleri sanatçı ölene kadar devam etmiş. Dîl harab-ı aşkınım sensin sebep berbadıma / Bir teselli ver gelip bari dil-i naşadıma /Taş mıdır bağrın ki gelmezsin benim imdadıma / Dini ayrı kâfir olsa rahmeder feryadıma BURASI AGORA MEYHANESİ 1890’da bir Rum olan kaptan Asteri Balat çarşısında bir meyhane açar. Meyhanesine de Rumca “meydan” anlamına gelen “Agora” adını koyar. Meyhane masa yerine kullanılan dev fıçıları ve ucuz şaraplarıyla kısa zamanda ün yapar. Ama meyhanenin ününü artıran olay ilgisiz bir biçimde İzmir kaynaklıdır. Aradan zamanlar geçer. Tarih 1959’dur. Onur Şenli adında bir tıp fakültesi öğrencisi komşu kızına aşık olur ama aşkına karşılık bulamaz. Aşk acısı ona soluğu birçok zaman İzmir’in Agora semtinde aldırmaya başlar. Çünkü Agora salaş meyhanelerin mekanıdır. Bir gün bu salaş meyhanelerden birinde içtikten sonra eve gelir ve bir mektup yazmaya başlar aşkına. Mektup şöyle başlar “Sana bu satırları bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum”. Onur Şenli, mektubun ileriki bölümlerinde fakına varır ki aslında bir mektup değil bir şiir yazmaktadır. Şiirine de şu adı koyar, “Gece, Şarap ve Aşk”. Onur şiiri yayımlatmak için fakültenin dergisine gönderir, şiiri kabul edilir. Şiir dergide tam basılmak üzereyken bir gazetenin kültür-sanat editörü tarafından görülür. Editör şiiri yayınlar ama adını değiştirerek.” Agora Meyhanesi”. Şiir o kadar sevilir ki, dillere pelesenk olur, hatıra defterlerinde yer alır, sevgililerin kulaklarına fısıldanır, şarkısı yapılır. Şarkıyı neredeyse ünlü olup da söylemeyen sanatçı kalmaz. Şarkıyı dinleyenler İzmir’deki Agora’dan habersiz Balat’ta ki Agora Meyhanesi’ne akın ederler. Çünkü şarkıdaki Agora Meyhanesi’nin burası olduğunu düşünmektedirler. Haliyle geceleri burası hınca hınç dolmaya başlar. Öyle popüler bir mekan olur ki tam 286 Türk Filmi’nin meyhane bölümleri burada çekilir. Yani ucuz şarapların satıldığı meyhane Türkan Şoray’ları, Fikret Hakan’ları, Ayhan Işık’ları, Cüneyt Arkın’ları ağırlamaya başlar. Sonraları kaderine terkedilir. AGORA MEYHANESİ Sana bu satırları bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden yazıyorum Beş yüz mumluk ampullerin karanlığında saatlerdir boşalan kadehlere şarkılarını dolduruyorum Tabağımdaki her zeytin tanesine simsiyah bakışlarını koyuyorum Ve kaldırıp kadehimi bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum Burası agora meyhanesi burada yaşar aşkların en madarası ve en şahanesi Burada saçların her teline bir galon içilir gözlerinin her rengine bir şarkı seçilir Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin bu sekiz köşeli meyhane seni bilir Burası agora meyhanesi burası arzularını yitirmiş insanların dünyası Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam elimde değil. Bu da bir nevi namuslu serserilik dışarıda hafiften bir yağmur var. Bu gece benim gecem kadehlerde alaim-i semaların raksettiği. Gönlümde bütün dertlerin horan teptiği gece bu camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum Ve sana susuzluğumu birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır umutlar tükenir mezeler biter Biraz sonra bir mavi ay doğar tepelerden bu sarhoş şehrin üstüne Birazdan bu yağmur da diner sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma Mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver yarın gelir çamaşırcı kadın her şeyden habersiz onu da yıkar Sen mesut ol yeter ki ben olmasam ne çıkar,dedim ya burası agora meyhanesi. Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer burası agora meyhanesi burası kan tüküren mesut insanların dünyası. Kanserle savaşan Dr. Onur Şenli tedavi gördüğü hastanede vefat eder 2017 BİR HTİMAL DAHA VAR Osman Nihat Akın PTT Baş Müfettişi olarak çalıştığı dönemde bir şubeyi teftiş ederken kasada açık görür ve müdürü çağırarak bu durumu kendisine bildirir. Ancak bu arada başka bir şubenin müdürünü çağırır. O gelmeden eksik parayı kasaya koyar. Müdür gelince parayı bir de sen say der. Müdür parayı sayar ve açık olmadığını söyler. Osman Nihat Akın o zaman ben yanlış saydım diyerek bir tutanak tutar ve olayı kapatır. Bir süre sonra ilk teftiş ettiği müdürden bir mektup alır. Mektubun içinde bir not ve eksik para vardır. Notta müdür önce teşekkür etmekte ve daha sonra şöyle demektedir.” O parayı ağır hasta olan karımın tedavi masraflarını karşılamak için almıştım. Bu parayı almasaydım BİR İHTİMAL DAHA VARDI O DA ÖLMEKTİ”. Mektubu okurken gözyaşlarına boğulan Osman Nihat Akın iş yerinden çıkıp sahil kenarına gider, o ünlü şarkısının sözlerini yazar ve daha sonra da nihavent makamında besteler. Bir ihtimal daha var/ O da ölmek mi dersin/ Söyle canım ne dersin/ Vuslatın başka alem/ Sen bir ömre bedelsin/ Sükut etme nazlı yar/ Beni mecnun edersin/ Vuslatın başka alem/ Sen bir ömre bedelsin 11
Fatih Mehmet Arabacıoğlu – Ben Nerdeyim Şarkı SözleriSormadım niye geldiğini Sormadım niye gittiğini Kalbim tedirgindi Öğrendim yeni bittiğiniSen hazırdın ben değil bu kimseye reva değil Yolun uzun benle değil tüm hayat artık seninBir yanım ona karşı bir yanım o hep haklı Bir yanım bana karşı sen olmasan olmaz Bir yanım ona karşı bir yanım o hep haklı Bir yanım bana karşı ben nerdeyim….Söz – Müzik Fatih Mehmet Arabacıoğlu
Post n°6 Zeki Müren - Radyo Kayıtları 7 albüm... tarafından Admin 2017-05-18, 0053Zeki Müren - Radyo Kayıtları 7 albüm...[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Share-Online"dan albümleri nasıl indireceksiniz?Albüm linkine tıklayın..Açılan sayfasındaki Share-Online linklerinin sağındaki yeşil yuvarlağa sayfadan; >>kostenlos weiter>Captcha überprüfen<<30 saniye rakamların bitmesini bekleyin,Download starten"e tıklayın albümü indirin...Albümler arasında bekleme süresi yoktur..Hızlı bir şekilde arka arkaya albümleri indirebilirsiniz..Sorunsuz bir şekilde albümleri indirmek isterseniz premium üyelik almanız tavsiye edilir..Lütfen Tıklayınız...[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.][Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Bu Mesaji Görmek Için ÜYE OLUNUZShare-online - Rar sifresi - derya Zeki Müren - Radyo Kayıtları 7 albüm...Zeki Müren - Radyo Kayıtları 1...Zeki Müren - Al Gönlünü Ondan Bana Ver - Müren - Bahar Gelmiş Neyleyim - Nihavend.mp3Zeki Müren - Beni Canımdan Ayırdı - Hicaz.mp3Zeki Müren - Bu Çeşme Ne Güzelmiş - Müren - Dertliyim Ruhuma - Segah.mp3Zeki Müren - Fırkatın Aldı Bütün - Hicaz.mp3Zeki Müren - Gel Gitme Kalmasın Gözüm - Segah.mp3Zeki Müren - Gözlerimden Yüzün - Hicaz.mp3Zeki Müren - Hayat Bazen Tatlıdır - Müren - Neden Hala Seversin Onda - Hicaz.mp3Zeki Müren - Pınarın Başında Su Verdin - Hicaz.mp3Zeki Müren - Saydeyledi Bu Gönlümü - Hicaz.mp3Zeki Müren - Sen Hep Beni Mazideki - Hicaz.mp3Zeki Müren - Sevdası Henüz Sinede - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Yükselen Nağmenle Bak - Müren - Zannim Bu Ki Cana - Hicaz.mp3Zeki Müren - Radyo Kayıtları 2...Zeki Müren - Akşam Olunca Yarelerim Sızlar - Müren - Aşkı Seninle Tattı - Hicaz.mp3Zeki Müren - Ayrılık Yarı Ölmekmiş - Nısaburek.mp3Zeki Müren - Bir Dame Düşürdü Ki - Rast.mp3Zeki Müren - Bu Zevku Safa - Rast.mp3Zeki Müren - Çıkar Yücelerden - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Enginde Yavaş Yavaş - Hicaz.mp3Zeki Müren - Ey Gonca Acil - Suzidil.mp3Zeki Müren - Muhabbet Bağı - Hicaz Türkü.mp3Zeki Müren - Ömrüm Senin Olsun - Nihavend.mp3Zeki Müren - Sandalım Geliyor Varda - Hicaz.mp3Zeki Müren - Seni Sevda Çiçeğim - Hicaz.mp3Zeki Müren - Tel Tel Taradım Zülfünü - Hicaz.mp3Zeki Müren - Var Mı Hacet Söyleyim - Müren - Yadeller Aldı Beni - Hicaz.mp3Zeki Müren - Radyo Kayıtları 3...Zeki Müren - Beyoğlunda Gezersin - Mahur Türkü.mp3Zeki Müren - Bir Hadise Var Can İle - Müren - Bir Pür Cefa - Buşelik.mp3Zeki Müren - Bir Yareli Kuş Çırpınıyor - Karcığar.mp3Zeki Müren - Cana Gamı Aşkainla - Suzidil.mp3Zeki Müren - Dün Gece Bir Bezm-İ Meyde - Buşelik.mp3Zeki Müren - Hatıralar - Müren - Her Bir Bakışında Neş'e Buldum - Suzidil.mp3Zeki Müren - Küçüksu'da Gördüm Seni - Müren - Nazlı Bir Çiçek Gibi - Müren - Nedir Ol Şuh-İ İstığna - Karcığar.mp3Zeki Müren - Ruhuma Gecenin Matemi Doldu - Nihavend.mp3Zeki Müren - Sevdi Gönlüm Ey Melek - Müren - Sevil Neş'elen - Nihavend.mp3Zeki Müren - Seyri Mehtap Edelim - Müren - Üsküdar'a Gider İken - Nihavend.mp3Zeki Müren - Yandıkça Oldu Suzan - Suzidil.mp3Zeki Müren - Yaşlı Gözlerimi Kuruttum Bu Gece - Müren - Radyo Kayıtları 4...Zeki Müren - Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş - Müren - Bitmez Tükenmezbu Dert - Müren - Bulunmaz Nev-Civansın - Zavil.mp3Zeki Müren - Gidelim Göksu'ya - Müren - Gurub Etti Güneş - Müren - Hançeri Ebrusu Saplandı Dile - Müren - İşsiz Gecede Ben Yine - Nihavend.mp3Zeki Müren - Kalbi Sevdazedeler - Müren - Meyhanede Kaldık Bu Gece - Nikriz.mp3Zeki Müren - Sana Ey Canımın Canı Efendim - Müren - Şarkılar Seni Söyler - Nihavend.mp3Zeki Müren - Sen Gözlerine Neş'e Veren - Müren - Unutturamaz Seni - Nihavend.mp3Zeki Müren - Yaprak Dökümü Mevsimi Geldi - Nihavend.mp3Zeki Müren - Yürükde Yaylasında - Zavil Türkü.mp3Zeki Müren - Radyo Kayıtları 5...Zeki Müren - Bahar Geldi Gül Açıldı - Hicazkar.mp3Zeki Müren - Bir Tatlı Tebessüm - Uşşak.mp3Zeki Müren - Bu Sevda Ne Tatlı Yalan - Mahur.mp3Zeki Müren - Derman Kar Eylemez - Segah.mp3Zeki Müren - Geçti Muhabbet Demi - Uşşak.mp3Zeki Müren - Hancı - Uşak.mp3Zeki Müren - İçimde Kim Vardır Bir Bilebilsen - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Mehtaplı Gecelerde - Uşşak.mp3Zeki Müren - Ne Çıkar Bahtımızda - Müren - Nereden Sevdim O Zalim Kadını - Müren - Sen Gözlerine Neş'e Veren - Müren - Seninle Düştüm Dile - Rast.mp3Zeki Müren - Sevmediklerinle Gönül Avutma - Rast.mp3Zeki Müren - Yalnız Bırakıp Gitme - Uşşak.mp3Zeki Müren - Yar Saçları Lüle Lüle - Hicaz.mp3Zeki Müren - Yine Bir Sizi Var İçimde - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Radyo Kayıtları 6...Zeki Müren - Ateş-İ Suzan-I Fırkat - Hicaz.mp3Zeki Müren - Bir Bakışla Bağladı Zülfune - Rast.mp3Zeki Müren - Bir Bir Geçiyor Sevgililer - Hicaz.mp3Zeki Müren - Boğaziçi - Hicaz.mp3Zeki Müren - Hayatımın Müren - Madem Ki Gidiyorsun - Hicaz.mp3Zeki Müren - Mani Oluyor Hallimi Takrire - Hicazkar.mp3Zeki Müren - Meyhane Mi Bu Bezm-İ Tarab - Uşşak.mp3Zeki Müren - Ne Senin Aşkına Muhtaç - Müren - Ne Yeşili Ne Siyahi - Uşşak.mp3Zeki Müren - Nerdesin Nerde Acep - Hicazkar.mp3Zeki Müren - Sen Kimseyi Sevemezsin - Nihavend.mp3Zeki Müren - Yaşamak Zevki Verir - Müren - Yine Bahar Oldu Coştu - Müren - Yürü Dilber Yürü - Uşşak Türkü.mp3Zeki Müren - Radyo Kayıtları 7...Zeki Müren - Açmam Açamam - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Bi-Kes U Bi-Çareyim - Karcığar.mp3Zeki Müren - Bir Demet Yasemen - Nihavend.mp3Zeki Müren - Bu Akşam Yine Sensiz - Saba.mp3Zeki Müren - Ela Gözlüm Yıktın Benim Evimi - Zavil.mp3Zeki Müren - Geçti Bahar Hazan Erdi - Buşelik.mp3Zeki Müren - Habu Gah-I Yare Girdim - Rast.mp3Zeki Müren - Her Günüm Mazide Kalmış - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Nasıl Geçti Habersiz - Hicaz.mp3Zeki Müren - Ne Boş Yere Yanmışım - Hicaz.mp3Zeki Müren - Ne Sevincin Ömrü Varmış - Rast.mp3Zeki Müren - O Siyah Gözlerini - Hüzzam.mp3Zeki Müren - Senede Bir Gün - Hicaz.mp3Zeki Müren - Yar Saçların Lüle Lüle - Hicaz.mp3Zeki Müren - Yüce Dağ Başında Yatmış Uyumuş- Hüseyni.mp3
Ada Sahillerinde Bekliyorum Hep neşeli ortamlarda el çırparak söylenen bu türküde aslında Suat Bey ve Şadiye Hanım’ın hüzünlü aşkı anlatılır… Şadiye zengin bir ailenin kızıdır. Suat ise fakir bir gençtir. Kader ikisini bir yaz Ada’da buluşturur ve birbirlerine âşık olurlar. Fakat babası, kızını Suat Bey’e vermek istemez. Kış geldiğinde Şadiye ve ailesi Ada’dan ayrılır. Suat ise Ada’da kalır ve sahilde hep Şadiye’nin ona geleceği günü bekler. Bu arada mektuplarla haberleşmeye devam ederler. Fırtınalı bir akşam Suat bu özleme dayanamaz ve kendini denizin azgın sularına bırakır. Ertesi sabah, fırtına nedeni ile gelemeyen tekneden Suat’a bir mektup gelir, bu Şadiye’nin mektubudur. Mektupta Şadiye “Suat, babamı nihayet evlenmemize ikna ettim, gelip beni ailemden isteyebilirsiniz.” yazıyordur. Ada sahillerinde bekliyorum Her zaman yollarını gözlüyorum Yârim seni seviyor istiyorum Beni şâd et Şadiye’m başın için … Nerede o mis gibi leylaklar Sararıp solmak üzre yapraklar Bana mesken olunca topraklar Beni şâd et Şadiye’m başın için Bir Bahar Akşamı Rastladım Size Fuat Edip, gençliğinde rüyasında çok güzel bir kız görür ve o kıza gönlünü kaptırır. Yıllarca o kızı bulma hayaliyle yanıp tutuşur. Ailesi ona baskı kurar ve zorla evlendirilir. Bir bahar akşamı Fuat Edip’in yolu, Çamlıca Kız Lisesi’nin önünden geçer. Okulun dağıldığı sırada şairimizin gözüne bir kız ilişir. Bu kız, yıllar önce rüyasında gördüğü kızdır. Şair, adeta donakalır, kendinden geçer. Onun bu halini fark eden öğrenci de utanarak boynunu eğer. Fuat Edip, artık yaşlanmış haliyle kıza bakar kalır, artık her şey için çok geçtir. Âdeta beyninden vurulmuş bir halde yoluna devam ederken şu mısraları mırıldanır “Bir bahar akşamı rastladım size.” Beste Selâhattin Pınar Bir bahar akşamı rastladım sizeSevinçli bir telaş içindeydinizDerinden bakınca gözlerinizeNeden başınızı öne eğdiniz?İçimde uyanan eski bir arzuDedi ki yıllardır aradığın buŞimdi soruyorum büküp boynumuDaha önceleri neredeydiniz? Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş Üç evlilik yaşayan ve bu evliliklerinde hiç mutlu olmayan Lemi Atlı, üçüncü eşinin kendisini terk edip gitmesinden sonra çok acı çeker ve eşinin evlendiği kişi ile mutlu olmadığını duyunca da bu şarkıyı besteler… Bir kendi gibi zâlimi sevmiş yanıyormuşDuydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuşKalbim gibi feryâd ediyor sızlanıyormuşDuydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş Kimseye Etmem Şikayet Ağlarım Ben Halime ve Hikayesi Bir gazete haberi Şişli kaymakamı Mehmet Öklü güfte şairi İhsan Raif hanımın hayatını araştırıp bir kitap olarak Raif henüz 13 yaşındaydı, kardeşi Belkıs ile Taş Konaklarında oyun gürültü olur dışarda ve aniden kapı açılarak bir adam içeri girer onu alır ve adam Mehmet Ali isminde biridir ve kaçırma olayının ardından başına gelebileceklerden korkarak kızı bırakıp ortadan kaybolur. Ne yazık ki İhsan Raif hanımın babası kızının iffetinin kirlendiği düşüncesiyle kızını onu kaçıran Mehmet Ali ile fertlerinin yalvarmalarına itiraz etmelerine yılında İstanbul"dan İzmir"e sürgün gibi gelin olarak giden İhsan Raif 14 yıl geri 27 yaşında 3 çocuklu iken İstanbul a döner ve çok çektiği yaşlı çapkın kocasından boşanma izni de yaşadığı dönemlerde yazmıştır bu güfteyi. Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime Perde-i zûlmet çekilmiş,korkarım ikbâlime Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime 1877 yılında Beyrutta dünyaya gelmiştir. Nafia ve Zıraat Nazırı Köse Mehmet Raif Paşa nın kızıdır. Nereden Sevdim O Zâlim Kadını Bir bahar akşamı İstanbul Kuşdili çayırında Hafız Burhan konserinde rastlaştılar Selahattin Pınar ile tiyatro sanatçısı Afife Jale. İkisi de 25 yaşındadır, çok severler birbirlerini ve evlenirler. Ancak Afife, önceleri tedavi olmak için başladığı morfine alışmıştır, bu kötü alışkanlığından kurtulması için çok mücadele ederler ama olmaz… Afife’nin ısrarı ile ayrılırlar sonunda ve ikisi için de kötü günler başlar. Afife Jale 39 yaşında yoksul ve kimsesiz hayata veda ederken Selahattin Pınar da acılar içinde yaşayacaktır. Nereden sevdim o zâlim kadınıBana zehretti hayatın tadınıSormayın söylemem asla adınıBana zehretti hayatın tadını Beni Kör Kuyularda Merdivensiz BıraktınAşk ve ayrılık denince akla ilk gelen şairlerdendir Ümit Yaşar Oğuzcan. Melankoli dolu ruhu ve bunları satırlara döktüğü şiirleriyle tanınan Oğuzcan’ın şiirlerinde, aslında yaşadıklarının etkisi çok büyüktür. Çünkü Oğuzcan, 24 kez intihar etmeye teşebbüs edecek kadar karamsar bir ruh haline Oğuzcan’ın bu hayatı büyük oğlu Vedat Oğuzcan’ı olumsuz yönde etkiler. Babasının hayata bakış açısı, Vedat Oğuzcan’ın da aklında “intihar” fikrini dolaştırır. Babasının başarısız intihar girişimlerinin aksine, Vedat Oğuzcan ilk girişiminde Galata Kulesi’nden atlar ve 17 yaşında hayatını kaybeder. Hayatını şiirlerine yansıtan yazar da bu acısını yine dizelere dökerek yenmeye çalışır. Beste Münir Nurettin SelçukBeni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın Ne Bildim Kıymetin, Ne Bildin Kıymetim Hikayesi Ayten Yavaşça Radyo Nağme de anlatıyor Alaeddin bey bu eserini bestelerken de her zaman yaptığı gibi aklına gelen melodileri ıslık çalarak dener,sonrada güfteye en yakışanını yapması da en fazla bir saat eseri Taksimdeki muayenehanesinde yılında bestelemiş.
Bir kendi gibi zâlimi sevmiş yanıyormuş Bir kendi gibi zâlimi sevmiş yanıyormuşBir kendi gibi zâlimi sevmiş yanıyormuş Duydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş Kalbim gibi feryâd ediyor sızlanıyormuş Duydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş Beste Lemî Atlı Güfte Yaşar Şâdi Bey Makam Kürdîlihicazkâr Usûl Sengin Semâî Form Şarkı Seslendiren Şükran Özer Doruk 2 yorum En çok sevdiğim şarkılardan biridir. Bazı yerlerde, 2. ve 4. mısraların sonunda "yanıyormuş" yerine "arıyormuş" yazıyor ve daha çok yakışıyor. Dikkatlerinize derin saygılarımla sunarım. Av. Ümit İnceefe - Uşak YanıtlaSilYanıtlarSayın Ümit BeyArıyormuş kelimesi de oraya uygun düşer ancak güfte yazarı nasıl yazmışsa o şekilde kullanmaya özen gösteriyoruz. İlginiz ve uyarınız için çok teşekkür Sitemizi geliştirebilmemiz için YORUMUNUZ önemlidir. Sitede olmasını arzu ettiğiniz eserleri ilgili makamın olduğu sayfaya yazarsanız eklemeye çalışırız. Çalışmayan videoların altına not yazarsanız düzeltebiliriz. Sitemizi beğendiyseniz lütfen Facebook, Twitter gibi ortamlarda paylaşınız.
bir kendi gibi zalimi sevmiş sözleri