🎽 Pisagor Dünyanın Şekli Ile Ilgili Yaptığı Çalışmalar
PİSAGORMACELLAN KRİSTOF KOLOMB EL- BİRUNİ Bu kısmı yukarıdan kesip içe doğru katlayalım. Yazının üstüne gelecek şekilde yapıştıralım. Pisagor, Dünya’nın şeklinin küreye benzediğini söyleyen ilk bilim insanıdır. Pisagor’un bu dediğine bilimle uğraşan kişilerin dışında inanan olmamıştır. Macellan, dünyanın
Yaptığıçalışmalar sırasında sin 1 değerini bularak bunu gözlemevindeki çalışmalarına uyguladı ve gök cisimleriyle ilgili yaptığı çalışma ile Batlamyus'un gezegen sistemindeki bir dizi hatayı da ortaya çıkarmış oldu.
Mısırda da matematik ile astronomi üzerine önemli gelişmelere rastlıyoruz. . . Eski Çin ve Hint uygarlıklarının da matematik ve astronomi alanlarında başarılı gelişmeler kaydettiklerine tanık olmaktayız. . . Bunlar, günümüzün bilimsel anlayışından farklı olarak, daha çok günlük ihtiyaçlara yönelik çalışmalar
Ezoterizm akımının diğer ana konusu ise daha önce Pisagor’un da ele aldığı tüm varoluş prensiplerinin yükselen değerlere sahip olduğu ile ilgilidir. Dünyanın çok sayıda karakterler armonisiyle düzenlenmiş “tek” (bütün) olduğuna inanılır.
HABERLER pisagor ile ilgili tüm haberlere, sabah.com.tr’ye eklenen son dakika haber ve gelişmelerine 7/24 bu başlık altından ulaşabilirsiniz. Toplam 03 pisagor haberi sayfamızda bulunuyor.
Üçgen içindeki daire, tanrının gözünün daima insanların üzerinde olduğunun simgesidir. Üçgen içindeki daire yerine göz sembolünün de kullanıldığını söylemiştik. Bu sembol, Osiris ile Atlantis’e, buradan Hermes ile Mısır’a, Mısır’dan Pisagor ile Yunanistan’a ve nihayet günümüze ulaşmıştır.
Aristo Pisagor, Biruni ve Macellan gibi bir çok bilim adamı bu konuda çalışmalar yapmışlar ve Dünya'nın yuvarlak olduğunu ispatlamışlardır. Pisagor: Dünya’nın yuvarlak olduğu görüşünü ortaya atan ilk kişidir. Aristo: Yaptığı gözlemler sonunda Dünya'nın yuvarlak olduğunu kanıtladı.
İnsanlıkiçin araştırma yapılması gereken konulardan olduğundan dolayı çeşitli bilim insanları dünyanın şekli üzerinde çalışmalar yapmıştır. Dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlayarak insanların geleceğini göstermiştir. Pisagor: M.Ö. 590’lı yıllarda yaptığı çalışmalar ile birlikte dünyanın yuvarlak
Bilim tarihinde farklı uygarlıkların Dünya’nın şekli ile ilgili ileri sürdüğü görüşler. Eski Yunanda yaşayan ilk Yunan düşünürlere göre Dünya’nın şekli düz bir tepsiye benzemekteydi. Hatta bazıları bu tepsinin içinin suyla dolu olduğunu ve Dünya’nın da bu suyun içinde yüzdüğünü düşünmüşlerdir.
Pythagoras sayılan. Arıt Pythagoras teoreminin ifade edildiği bağıntısını gerçekleyen (a,b,c) doğal tamsayılar üçlüsü. [En basit üçlü (5,3,4) tür. m ve n iki tamsayı olmak üzere almakla olanaklı bütün üçlüler elde edilir.) Pythagoras teoremi. —Geom. Bir ABC üçgeninin A açısı dikse bu durumda olduğunu ifade
Dünyanın şekliyle ilgili olarak tarih boyunca çok farklı düşünceler ortaya atılmıştır. Tarih sayfalarında Dünya ile ilgili olarak ilk kez, günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce Mısırlıların ortaya fikir attığını görürüz. Mısırlılar, Dünyanın üstüne kapak kapatılmış bir kutu şeklinde olduğuna
Pisagor önce Tarentum’a sürgüne gider, daha sonra kendisine bağlı bir grup ile daha kuzeydeki bir sahil kasabası olan Metapontium’a kaçar. Peter Paul Rubens, Pythagoras Advocating Vegetarianism, 1620. Pisagor’un önemli buluşlarından biri müzikle matematik arasındaki ilişkidir.
dZa2EeB. Dünyanın şekli ile ilgili çalışmalar yapan bilim insanları hakkında yazı. Dünyanın şekli ile ilgili çalışmalar yapan bilim insanları Dünya eski zamanlarda bu güne de insanların devamlı ilgisini çekmiştir. Dünyamızın şekli ile alakalı olarak sayısız hipotezler ortaya atılmış ve insanlar bunların çoğuna inanmıştır. Bu yazıda dünyanın şekli ile alakalı olarak çalışma yapan bilim insanları ile ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz. Macellan Dünyanın etrafını tamamen dolaşıp şekli ile ilgili fikirlere sahip olmuştur. Biruni 972-1050 seneleri arasında Dünyanın küre biçiminde olduğunu ve yer çekimini ortaya atmıştır. Pisagor Dünyanın güneşin çevresinde dolandığını ve şeklinin de yuvarlak olduğunu öne süren ilk insandır. Ona, yaşadığı yıllarda bilim insanları dışında hiç kimse inanmadı ancak 200 sene sonra Aristo onun bu iddiasının doğruluğunu ispatladı. Dünyamızın şekli ile ilgili olarak geçmiş yıllarda kurulan uygarlıklarda çok farklı inanışlar bulunuyordu. Mesela Hintli insanlara göre dünya 4 adet filin üzerinde ve bu fillerde denizin üstünde yüzen bir kaplumbağada duruyor inanışı vardı. Diğer inanışlara göre ise dünyanın şekli yuvarlaktı ve bir öküzün iki boynuzu arasında durmaktaydı. Dünyanın şekli ile alakalı fikirler Mısırlı insanlarda da vardı. Mısırlılar dünyanın üst kısmını havayla kaplanmış bir kutu olarak düşünmekteydi. Dünyanın şekli ile ilgili çalışmalar yapan bilim insanları hakkındaki yorumlarınızı hemen paylaşabilirsiniz.
Pisagor’un matematik üzerinde yaptığı çalışmalar nelerdir? Samos’lu Pisagor’un, Milattan önce 596 yıllarında doğduğu tahmin ediliyor. Doğumu gibi ölüm tarihi de kesin değildir. Bugünkü adıyla bilinen Sisam Adasında 596 veya 582 yılında doğmuştur. Hayatı hakkında çok az bilgiler vardır. Bu bilgilerin birçoğu da kulaktan kulağa söylentiler biçiminde gelmiştir. Fakat, önceleri doğduğu yer olan Sisam Adasında okuduğu, daha sonraları Mısır ve Babil’e giderek oralarda bilgilerini ilerlettiği ve ülkesine geri dönerek dersler verdiği söylenir. Kendisinden önceki bilgilerin tümünü öğrenmiş ve derlemiştir. Kendisi, bir Yunan filozofu ve matematikçisidir. Ülkesinde hüküm süren politik baskılardan kaçarak, İtalya’nın güneyindeki Kroton şehrine gelmiş ve ünlü okulunu burada açarak şöhrete kavuşmuştur. Yarı söylentilere göre felsefe okulunun kurucusudur. Bu okul aynı zamanda dini bir topluluk ve o zamanın politikasına oldukça egemendir. Yine söylentilere göre, Pisagor’un matematik, fizik, astronomi, felsefe ve müzikte getirmek istediği yenilik, buluşlar ve ışıkları hazmedemeyen bir takım siyaset ve din yobazları halkı Pisagor’a karşı ayaklandırarak okulunu ateşe vermişler, Pisagor ve öğrencileri bu okulun içinde alevler arasında 500 yıllarında ölmüşlerdir. Bu nedenle Pisagor ve yaptıkları hakkında az bilgiler bize kadar gelmiştir. Pisagor’un ve öğrencilerinin yaptıklarının birçoğu bu alevler arasında yok olup altıncı yüzyılda, dünyanın güneş etrafında hareket ettiğini ileri sürdüğü zaman oldukça sert olan bir hareketle karşılaşmıştır. O tarihlerde kağıt olmadığı için, bu buluşlarını nasıl elde edildiği, yine bu devirlerdeki bilgilerin hangisinin Pisagor’a ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Hatta, okuldaki öğretim araçlarının masa üzerindeki ıslak kum olduğu söylenir. Bu koşullar altındaki ilmi gerçeklerin tümü o zaman yazıya geçmediği için, birçoğu da zamanla kaybolup gitmiştir. Bu nedenle, Pisagor’un okulu ve öğrencileri ile birlikte yanmalarından, eser bırakıp bırakmadığı da kesin olarak belli değildir. Geometride, aksiyomlar ve postülatlar her şeyden önce gelmelidir. Sonuçlar bu aksiyom ve postülatlardan yararlanılarak elde edilmelidir düşüncesini ilk bulan ve ilk uygulayan matematikçi Pisagor’dur. Matematiğe aksiyomatik düşünceyi ve ispat fikrini getiren yine Pisagor’dur. Çarpma cetvelinin bulunuşu ve geometriye uygulanması, yine Pisagor tarafından yapıldığı söylenir. En önemli buluşlarından biri de, doğadaki her şeyin matematiksel olarak açıklanması ve yorumlanması düşüncesidir. Yaşayış ve inanışı, ilimle açıklama ve yorumlamayı o getirmiştir. Müzik üzerine de çalışmaları vardır. Müzik tonlarının, telin uzunluğunun oranlarına bağlı olduğunu keşfetmiş ve bunun tüm sayılara yorumlamasını düşünmüştür. Bir yerde bugünkü gerçel ekseni söylemeden düşünmüştür. Bu da, bugünkü kullandığımız gerçel eksenin sayı sisteminde kullanılmasından başka bir şey değildir. Fakat, eski Yunan matematikçileri gerçel sayıları bilmiyorlardı. O zamanlar, rasyonel sayıları uzunlukları ölçmek için kullanıyorlardı. Bunun için belli bir birim alıyorlar ve bu birime oranlayarak iki nokta arasındaki uzunluğu ölçüyorlardı. Rasyonel sayılarla ölçülemeyen uzunluğun keşfi 2600 yıl önce Yunan matematikçileri tarafından olmuştur. Bu sonuçta, halen değerini koruyan ve koruyacak olan ünlü Pisagor teoremine dayanır. Pisagor teoremi, matematikteki en büyük buluşlardan biridir. Hele zamanımızdan 2600 yıl önce bulunduğu göz önüne alınırsa, bundan daha büyük bir buluş düşünülemez. Pisagor’un adını 2600 yıldır andıran, onu ünlü yapan ve insanlığın varolduğu sürece de sonsuza kadar da andıracak meşhur teoremi şudur Bir dik üçgende, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanlarının toplamı, hipotenüs üzerine kurulan karenin alanına teoremi, rasyonel sayılarla ölçülemeyen uzunluğun da varolduğunu gösterir. Örneğin, yukarıdaki şekilde olduğu gibi, dik kenarları birer birim olan dik üçgeni göz önüne alalım. Geometrik olarak, bu özel hal için, Pisagor teoremi gerçeklenir. Yani, büyük karenin alanı, dik kenarlar üzerine kurulan karelerin alanları toplamıdır. Diğer bir deyimle, x2=2 olur. Bu denklemin kökü de rasyonel olmayan karekök 2 uzunluğudur. Yunan matematikçileri gerçel sayılan bilmiyorlardı. Üstün zekalı Eudoxos tarafından bulunan oranlama yöntemini kullanıyorlardı. Aslında, gerçel sayıların oluşumu kavramı bir ya da birçok insanın buluşu değildir. Rasyonel sayıların günlük hayatta kullanılması sırasında kendi kendine gelişmiştir. On tabanına göre sayıların sayılması ve yazılması, büyük bir olasılıkla iki eldeki parmakların sayılmasından doğmuştur. Şu sırada bile ilkel yaşam sürdüren bazı kabilelerde buna benzer sayma yöntemi vardır. On tabanına göre sayıların yazılması ve okunması, Avrupa’ya Crusades’ten sonra Arap dünyasından gelmiştir. Bunu Araplar Hintlilerden, Hintliler de Helen medeniyetinden aldılar. Yunan’lı astronomlar bu sayı sistemini, 1500 yıllarından beri kullanan, Babil’lilerden almışlardır. “Evrenin hakimi sayıdır. Sayılar evreni yönetiyor” sözleri de Pisagor’a aittir. Pisagor, Archimedes’ten oldukça farklıdır. Pisagor hem mistik ve hem de matematikçidir. Mistik tarafları çoktur. Bunlar, efsaneleşmiş bir biçimde destan olarak anlatılmış, evren hakkında bu günkü gerçeklere uymayan düşünceler de ileri sürmüştür. Bunları bir tarafa bırakırsak, yine yaşadığı çağa göre matematikçi yönü çok ağır basar. Pisagor, Mısır’da ve Babil’de çok gezdi. Rahiplerden ilim öğrendi. Çok tanrılı olan o zamanın dini inançlarını benimsedi. Yaşadığı çağı ve aldığı rahip eğitimi göz önüne alınırsa, bunda yadırganacak pek bir şey de yoktur. Oldukça doğaldır. Matematiğe ispat fikrini getiren Pisagor için, sosyal ve şahsi yaşantısı bu kadar eleştiriye değmez. Yalnız, Pisagor ve bazı Yunan filozofları, örneğin, Euclides, Eflatun ve Aristo gibi alimleri, yaşadığı devirlerde, bugün için bilinen ilmi gerçeklerde hataya düşmüşlerdir. Bu filozofların felsefeleri, modern matematiğin kurucusu Descartes 1596-1650 ve Newton 1564-1642 kadar, modern fiziğin kurucusu Galile 1564-1642 ve modern kimyanın kurucusu olan Lavoisier 1743-1794 zamanına kadar iki bin yıllık bir gecikmeye neden olmuşlardır. Eğer Yunan’lılar Euclides, Eflatun ve Aristo yerine Archimedes’i izlemiş olsalardı, Descartes, Newton, Galile ve Lavoisier’in kurdukları modern ilme iki bin yıl önce ulaşır ve bugün içinde bulunduğumuz medeniyete iki bin yıl önce varılırdı. Yani, Archimedes’le Newton, Galile ve Lavoisier arasında tam iki bin yıllık ilmi boşluk vardır. Bu boşlukta kolay kolay doldurulamaz. Bu nedenle, Yunan’lıların medeniyetin ilerlemesine iki bin yıllık bir gecikmeye sebep oldukları bir gerçektir. Avrupa’da uzun yıllar egemen olan ve hüküm süren skolastik düşüncenin temeli Yunanistan’da atılmış ve İtalya’da geliştirilmiştir. Bu nedenle de uzun yıllar bu skolastik düşünce yenilememiştir. Bu uğurda çok sayıda ilim adamı yok önce, geometride, şekillerin aralarındaki bağlılıklar gösterilmeksizin elde edilenler, görenek ve tecrübeye dayanan bir takım kurallardı. Bu nedenle, daha gelen bir yetkili ne demişse o sürüp gidiyordu. Pisagor’un matematiğe ispat fikrini sokması bu yüzden çok önemlidir. O çağlarda çok tanrılı din vardı. Pisagor daha da ileri gidiyor ve “tanrı sayıdır” diyordu. Bu sayılar, 1, 2, 3…, şeklinde bugün bildiğimiz doğal sayılardı. Daha sonra, kendi kendine bir çelişkiye düştüğünü, tamsayıların hatta rasyonel sayıların bile matematiğe yetmediğini, kendi adıyla anılan Pisagor teoremiyle gördü. Buna bir süre karşı da çıktı. Fakat, sonunda bu yenilgiyi kabul etmesini de bilmiştir. Olayda karekök 2 şeklinde rasyonel bir uzunluğun olmaması problemidir. Halbuki Pisagor teoremine göre böyle bir uzunluk vardır. Pisagor’un kuramını yıkan problem, a2=2b2 denklemini gerçekleyen a ve b gibi iki tamsayıyı bulmak olanaksızdır. Pisagor’un karşılaştığı ikinci güçlük, bir karenin kenarının köşegenine bölümünün rasyonel bir sayı olmayışıdır. Bu söylediğimiz, a^2=2b^2 denkleminde adı geçen olaya eşdeğer olduğu açıktır. Bu problemi bugünkü matematik diliyle söylersek, karekök 2 sayısı irrasyonel bir sayıdır. İşte, karenin köşegeni gibi basit bir uzunluk, Pisagor’un doğal sayılar kümesine meydan okuyarak, Pisagor’un ilk felsefe kuramını yalanlamıştır. Böylece, hiç bir zaman tekrar etmeyen sonsuz ondalıklı olan irrasyonel sayı bulunmuş olunur. Pisagor’un bu buluşu, modern analizin kökünü keşfetmiştir. Bu problem bir yerde, sıfır ile iki sayısı arasını rasyonel sayılarla kaplayabilir miyiz sorusunu doğurur. Yanıt hemen hayır olacaktır. Çünkü, 0İşte, sayı doğrusu üzerinde rasyonel sayılarla sıfır sayısından iki sayısına sürekli olarak gitmek mümkün diyenlerle, mümkün değildir diyenler arasında uzun yıllar tartışma olmuştur. Yüzyılımızda çıkan Brouwer’e kadar bu tartışma çeşitli şekillerde karşımıza çıkmıştır. Mümkün değil diyenler hiç bir ilerleme göstermeden yerinde saymışlar ve az hata yapmışlar fakat, mümkün diyenlerse çalışarak ve biraz da fazla hata yaparak bugünkü modern matematiğe ulaşmışlardır. Doğrunun sürekli olup olmadığı uzun yıllar tartışılmıştır. Pisagor, bu kuramlarla, sayılar aracılığıyla ve kendi yöntemleriyle evrenin doğal dengesini ve evrendeki cisimlerin ilişkilerini açıklamaya çalışmıştır. Şüphesiz, bu görüş ve düşünüşlerin birçoğu bugün geçerli değildir. Yine de, modern matematiğin temelini Pisagor atmıştır. Halbuki, 500-428 yıllarında Pisagor devrinde yaşamış olan Anaksgoras, Güneş’i, Dünya’dan kat kat daha büyük kızgın bir demir kütlesi olarak tanımlamıştır. Ay ışığının Güneş’ten gelen ışınların bir yansıması olduğunu da öne süren kişi olduğu da sanılmaktadır. Bu nedenle, Pisagor mistik olduğu kadar üstün zekalı bir matematikçidir sıfatları yerinde kullanılmıştır.
Cevap Pisagor tarihte 590’lı yıllar Dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneş etrafında döndüğü ileri süren ilk bilim insandır. Ancak bu görüşleri ondan çok uzun yıllar sonra kanıtlanmıştır. Pisagor , MÖ 570 – MÖ 495 yılları arasında yaşamış İyonyalı matematikçidir. Asıl uğraş alanı matematik olmakla birlikte doğa ile ilgilenmiş ve çeşitli fikirler ortaya koymuştur. Pisagor Dünya’nın şekli ile ilgili neler yapmıştır tam olarak elimizde detaylı bilgiler bulunmuyor. Ancak nasıl gözlemler ve ne tür çalışmalar yapmışsa bunun temelinde matematik ve geometri olduğu aşikardır. Çünkü Pisagor’dan önce Dünya’nın merkezde olduğu, Güneş ve Ay’ın Dünya etrafında döndüğü düşünülmekteydi. Pisagor Dünya merkezli evren teorisini terk etmiş ve Dünya’nın da bir şeyin etrafında döndüğünü ileri sürmüştür. Bunu yaparken geometri konusunda geliştirdiği teoremleri kullanmıştır. Pisagor’un haklı olduğu yüzyıllar sonra kanıtlanmıştır.
Çeşitli kaynaklarda dünyanın şeklinin ''yuvarlak'' olduğu yazılsa da en doğru tanım geoittir. Geoit kelimesinin Türkçe karşılığı küredir. Dünyamızın Şekli Nasıldır ve Neye Benzer? Küre biçimindeki dünya ekvatordan şişkin ve kutuplardan basıktır. Bunun en büyük nedeni ise atmosferde bulunan gaz tabakalarının birbirleriyle olan etkileşimleridir. Aynı zamanda er çekimi kuvveti de dünyanın küre biçiminde olmasındaki en büyük etkenlerden biridir. Kutuplarda yer çekiminin daha fazla olmasının nedeni ise, bu bölgenin merkeze uzak olmasıdır. Ekvator olarak adlandırılan merkezden uzaklaşıldıkça yer çekimi artar. Bu da kutupların daha basık, ekvatorların ise daha geniş olmasını sağlamıştır. Dünyanın geoit şeklinde olması iklimlerin dağılımında, dağ, ova ve plato gibi yeryüzü şekillerinin oluşumunda etkili olmuştur. Eksen eğikliği ve dünyanın geoit biçiminde olması, güneş ışınlarının geliş açısını da doğrudan etkiler. Bu nedenle Kuzey Yarım Küre'de yaz yaşanırken, Güney Yarım Kürede kış yaşanır. Not Dünyanın şekli küreye benzediği için coğrafya kitaplarında ve bilimsel eserlerde Latincede küre anlamına gelen geoit kelimesi kullanılır. Dünyamızın Şekli ile İlgili Görüşler Antik Çağlarda dünyanın düz bir tepsi şeklinde olduğunu iddia eden görüşler desteklenmiş ve yüzyıllar boyunca bu görüşler doğru kabul edilmiştir. Mezopotamya'da kurulan uygarlıklarda da astronomi ile ilgili çalışmalar yapılsa da doğru sonuca ulaşılmamıştır. Dünyanın hem şekli hem de konumu ile ilgili yanlış görüşler Orta Çağ'da da devam etmiştir. Orta Çağ'da Engizisyon mahkemelerinin kurulması, bilimsel çalışmaları sekteye uğratmıştır. Bunun sonucu olarak dünyanın evrenin merkezinde olduğuna inanılmıştır. Galie Galilei yaptığı gözlem ve araştırmaların sonucunda dünyanın düz değil yuvarlak olduğu sonucuna ulaşmıştır. Günümüzde astronomi alanında üst düzey teknoloji kullanılmakta ve çekilen 3D görüntülerle dünyanın şekli net bir şekilde görülmektedir.
Pisagor, Macellan, Aristotales ve Biruni’nin Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri ve yaptıkları çalışmalar nelerdir? Dünyanın şeklinin önceden düz olduğu söylenirdi. Bilim geliştikçe bilim adamları Dünyanın şekli ile ilgili değişik görüşler öne sürdüler. İlgili görüşler Macellan, Aristotales ve Biruni’nin Dünyanın şekli ile ilgili görüşleri ve yaptıkları çalışmalar nelerdir?PisagorDünyanın yuvarlak olduğunu, her gezegenin bir ekseni olduğunu ve gezegenlerin bir merkezi noktada döndüklerini söyleyen ilk kişilerden yerden yolculuğa başlayan kişinin hep aynı yöne gitmesi hâlinde yuvarlak başladığı yere varacağını söylemiş ve İspanya’dan Dünya turuna çıkmıştır. Yolda ölmüş, gemilerden bri tekrar İspanya’ya dönmüştür. Böylece dünyanın şeklinin yuvarlak olduğu somut olarak ilk kez meridyenlerden geçen ilk insandır. 2 AristotalesAristoteles’e göre evren, merkezinde dünyanın bulunduğu düşünülen, mükemmel bir küredir. 3 BiruniDünyanın yuvarlak olduğunu ve kendi ekseni etrafında döndüğünü hem kendi etrafında hem de güneşin çevresinde dolandığını söyleyen ilk bilim yarıçapının 6325 km. olduğunu ileri sürmüş ve ölçümünün izahını yapmıştır. Bu günkü değer 6357 km. 4 İLAVE BİLGİDünyanın şekli ile ilgili çeşitli görüşler vardır. Uzaydan çekilen fotoğraflar sayesinde Dünyanın şeklinin yuvarlak olduğu Fen Bilimleri dersi konusu
pisagor dünyanın şekli ile ilgili yaptığı çalışmalar